5607 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/19946 Esas 2021/4933 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/19946
Karar No: 2021/4933
Karar Tarihi: 27.04.2021

5607 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/19946 Esas 2021/4933 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda, suç tarihinde çıkar amaçlı kaçak akaryakıt taşıyan bir aracın şoförüne 5607 sayılı Kanuna aykırılık suçu nedeniyle ceza verilmesi ve aracın müsadere edilmesine karar verildiği, ancak yargılama sürecinde araç iadesine yönelik kararın da verildiği belirtilmiştir. Yargıtay incelemesinde, araç hakkında açılmış müsadere davası konusu göz önüne alındığında, iade kararının bozma kararıyla birlikte ortadan kalkacağı, yeniden yapılacak yargılamada tekrar iade kararı verilmesi halinde uzun bir süre sonra kesinleşeceği ve bu durumda şahsın araç üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı ya da mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşacağı belirtilmiştir. Bu nedenle, nakil aracının iadesine karar verilmesi yerinde bulunmuştur.
Ancak, 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesine eklenen düzenlemeler ve kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale gelmesi gibi sanığın lehine hükümler dikkate alınarak, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca, sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka ceza davası dosyalarının da tespit edilmesi ve TCK'nin 43
19. Ceza Dairesi         2019/19946 E.  ,  2021/4933 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yerel Mahkemece kurulan mahkumiyet hükmüyle birlikte, 5607 sayılı Kanun"un 13. maddesi ve 5237 sayılı Kanun"un 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle, nakilde kullanılan aracın iadesine de karar verildiği, iade kararının, araç hakkında açılmış müsadare davasının konusu olması bakımından, bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tüketilmesi de dahil, bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süre geçtikten sonra mümkün olacağı, kanun yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın, aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, aksi durumun ise AİHS ek 1 protokolün 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtayca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü ceza ve müsadere bakımından ayrı başlıklarda incelenmekle;
    I-) Nakil aracının iadesi kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Suçta kullanılan nakil vasıtasının iadesine yönelik mahkeme gerekçesi yerinde olmakla, katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİYLE İADE KARARININ ONANMASINA,
    II-) Sanık hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Başkaca temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
    Ancak; 1- Hükümden sonra 15/04/2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklinde düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nın 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
    3- UYAP ortamında yapılan araştırmada, sanık hakkında temyiz davasına konu (aynı) suçu işlediği iddiasıyla açılan başka bir kamu davasında, 02/04/2014 tarihli eylemi nedeniyle Kırıkhan 1. Asliye Ceza Mahkemesince 31/07/2017 Tarih ve 2014/301 Esas 2017/35 Karar sayılı ""mahkumiyet"" kararı verildiğinin anlaşılması karşısında;
    Yerel mahkemece; UYAP kayıtları taranarak, sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka ceza davası dosyalarının bulunup bulunmadığı da tespit edilip hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle bu dosyalar arasında TCK"nin 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması ve ulaşılacak sonuca göre yargılama süreçlerinin akıbeti ile sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi zorunluluğu,
    4- Kaçak akaryakıtın 5607 sayılı Kanun"un 13. maddesi delaletiyle TCK"nin 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi,
    Bozmayı gerektirmiş ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 27/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.