17. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/16699 Karar No: 2015/3270 Karar Tarihi: 16.03.2015
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/16699 Esas 2015/3270 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2013/16699 E. , 2015/3270 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı ..."in sürücüsü olduğu aracın, yol üzerinde davalı idarenin neden olduğu kum yığınına çarparak takla attığını, araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin yakını küçük ..."nın ağır şekilde yaralanarak sakat kaldığını belirterek davacı babaanne ... için 20.000,00 TL, davacı amca ... için 10.000,00 TL, davacı hala için 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacılar ile mağdur arasında eylemli gerçek bir bir bağlılık ve ilişki bulunmadığı, bu nedenle manevi tazminat talebinde bulunamayacakları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda küçük ..."in yolcusu olduğu, davalı ..."in sevk ve idaresindeki aracın davalı ..."nin sorumluluğunda bulunduğu iddia edilen yol üzerindeki kum yığınına çarpması sonucu küçük ..., ... sağlık kurulu raporuna göre %74 oranında tüm vücut fonksiyon kaybına uğramış olup, olayda küçük ..."in babası da vefat etmiş, küçüğün babaanne, hala ve amcası olan davacılar tarafından eldeki manevi tazminat davası açılmıştır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK 47.maddesinde hakimin hususi halleri nazara alarak cismani zarara dücar olan kimseye manevi zarar namı ile adalete uygun tazminata karar verebileceği düzenlenmiştir. Yasada cismani zarar halinde ancak zarara uğrayan kişinin manevi tazminat isteyebileceği öngörülmüş ise de yerleşik Yargıtay uygulamasında cismani zararın ağırlığı ve yakınlık derecesi dikkate alınarak cismani zarara uğrayan kişinin yakınlarının da tazminat talep edebilecekleri kabul edilmektedir. Nitekim yargılama sırasında yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 56.maddesinde de Yargıtay uygulamasına paralel olarak ağır bedensel zarar halinde zarar görenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir paranın ödenmesine karar verilebileceği hükmü getirilmiştir. Bu halde zarara uğrayan küçük ..."in maluliyet oranı, olaydaki kusursuzluğu ve davacıların küçüğe olan yakınlıkları gözetilerek davacıların manevi tazminat talep edebileceklerinin kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2-Bozma nedenine göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının temyiz eden davacılara iadesine, 16/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.