15. Ceza Dairesi Esas No: 2013/28657 Karar No: 2016/3012 Karar Tarihi: 05.04.2016
Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/28657 Esas 2016/3012 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine hükmedilmiş ve sanığın temyiz itirazları reddedilmiştir. Ancak, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasıyla ilgili olarak, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kısmi iptal kararının göz önünde bulundurulması gerektiği belirtilmiştir. Sanığın, katılanın evini satmak için verdiği ilan üzerine kendisini telefonda işyerinden olduğunu belirterek müşteri olarak tanıttığı; daha sonra evi satın almak istediğini ancak peşinatı işyerinde vereceğini dile getirdiği ve beraber işyerine giderken katılanın telefonun güncellenmesi için yeni versiyon yüklemesi gerektiğini söylediği ve bu sırada katılanın telefonu ile eşinin telefonunu alıp kaçtığı eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğu kabul edilmiştir. Hüküm fıkrasında, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkranın (c) bendindeki hak yoksunluğunun sadece kendi alt soyu üzerindeki hizmetlerden mahrumiyeti kapsayacağı gözetilmeden, güvenlik tedbirlerine hükmedildiği belirtilmiştir. Sonuç olarak, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri: 5237 sayılı TCK’nın
15. Ceza Dairesi 2013/28657 E. , 2016/3012 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Sanık hakkında TCK"nın 157/1, 62, 52/2, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 5237 sayılı TCK"nın 53.maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve E.2014/140, K.2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden koşulları oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Sanığın, katılanın evini satmak için verdiği ilan üzerine kendisini telefonda ... olarak tanıtıp evine müşteri olduğunu, gerçeğe aykırı olarak ... telefon bayisi olduğunu, evi satın almak istediğini ancak peşinatı işyerinde vereceğini söyleyip beraber işyerine doğru giderken katılanın telefonuna yeni versiyon yükleteceğini, eşine de yeni telefon hediye edeceğini söyleyip katılan ve eşinin telefonunlarını alıp gittiği bir daha da geri gelmediği şeklinde gerçekleşen eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine, “TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.