11. Hukuk Dairesi 2020/3490 E. , 2020/5302 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 06.06.2018 tarih ve 2017/614-2018/718 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili tarafından borçlu aleyhine Gaziantep 13. İcra Müdürlüğü"nün 2014/108694 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe konu sözleşmenin müşterek borçlu ve müteselsil kefili olduğunu, davalı tarafından yapılan itirazın haksız ve dayanaktan yoksun bulunduğunu ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmenin tek taraflı ve matbu bir şekilde doldurulduğunu, davacının sözleşmeyi müzakere etmeden hazırladığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre, kredi sözleşmesini davalının el yazısı ile kefalet miktarı, niteliği ve tarihi yazarak imzaladığı, bu itibarla sözleşmenin davalı yönünden haksız şart oluşturmasının olanaklı olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine (Kapatılan) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 26.01.2017 tarih, 2016/4840 Esas, 2017/523 Karar sayılı ilamı ile "Alacak, davacı ile davalı arasında düzenlenen ve ticari nitelikte olan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda alacak miktarının tespiti kredi sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak hesaplanması gerekirken somut olayda uygulama yeri bulunmayan BK 88 ve 120. maddeleri dikkate alınarak yapılan bilirkişi incelemesine göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama benimsenen bilirkişi raporuna göre asıl alacak miktarının 2.044.743,88 TL, işlemiş temerrüt faizinin 234.102,38 TL, BSMV giderinin 11.705,12 TL olmak üzere toplam alacağın 2.290.551,38 TL olarak hesaplanmış olduğu gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne, alacağın likit olduğu kanaati ile asıl alacak miktarı üzerinden %20 nispetinde hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava kısmen kabulle sonuçlanmış olup, reddedilen miktar 18.073,35 TL olmasına göre kendisini vekil marifeti ile temsil ettiren davalı yararına 2.180,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde 10.685,93 TL ücret takdiri doğru olmamışsa da tek başına bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 7. bendinde yer alan "10.685,93 TL", ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine; "2.180,00 TL" ibaresinin yazılması suretiyle hükmün bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 23/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.