Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/16783 Esas 2020/7547 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16783
Karar No: 2020/7547
Karar Tarihi: 19.11.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/16783 Esas 2020/7547 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacılar, murisleri ...’in vefat ettiğini ve terekesinin borca batık olduğunu iddia ederek mirasın hükmen reddi istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, davacıların veraset ve intikal vergisi beyannamesi sundukları gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir ve davanın reddi için süreye tabi olmayan taleplerde mirasçıların iyiniyetli ya da kötü niyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ölüm tarihinde terekenin pasifi aktifinden fazla olması terekenin borca batık olduğunu gösterir. Davacıların veraset ve intikal vergisi beyannamesi sunmaları mirası kabul etmiş sayılmalarına yorumlanamaz. Mahkemece, ölüm tarihi itibariyle terekesinin aktifi ve pasifi belirlenerek terekenin borca batık olduğunun araştırılması ve vekaletnamenin eksikliğinin giderilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu 605/2
- Türk Medeni Kanunu 610/2
- Türk Medeni Kanunu Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğü 39/2. fıkra
14. Hukuk Dairesi         2016/16783 E.  ,  2020/7547 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacılar tarafından, davalılar aleyhine 20/05/2015 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 05/05/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ..., ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir.
    Davacılar, murisleri ...’in 06.08.2014 tarihinde vefat ettiğini, terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davacıların 29.09.2014 tarihinde veraset ve intikal vergisi beyannamesi sundukları, bu nedenle de mirası kabul etmiş sayıldıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hüküm, davacılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Ölüm tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyiniyetli ya da kötü niyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Davacıların murisinin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini vermiş olması mirası kabul anlamında yorumlanamaz. Bu hususun davanın reddi gerekçesi olarak değerlendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    O halde mahkemece, ...’in ölüm tarihi olan 06.08.2014 tarihi itibariyle terekesinin aktifi ve pasifi belirlenip, terekenin aktif değerinin pasifini karşılayıp karşılamadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Ayrıca, Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunlu olmasına rağmen, davacılar ... ve ... vekilinin vekaletnamesinde mirasın reddini içeren özel yetki bulunmadığından davacılar vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi ve bu eksikliğin tamamlattırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken bu hususun gözardı edilmesi de yerinde değildir.
    Belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harçların yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.