17. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/9182 Karar No: 2016/8247 Karar Tarihi: 27.09.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/9182 Esas 2016/8247 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2014/9182 E. , 2016/8247 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının kullandığı ... plakalı motosiklete 03.11.2012 tarihinde davalı ..."nun kullandığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü"ne ait ... plakalı aracın çarpması sonucu kaza meydana geldiğini, davalının asli kusurlu olduğunu, davacının ayağının kırıldığını ve ameliyat olduğunu, olay nedeniyle davacının psikolojisinin bozulduğunu belirterek 30.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir. Davalı ..., kusur incelemesinin Adli Tıp Kurumu tarafından yapılmasını, istenen tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı Hazine vekili, talep edilen tazminat tutarının fahiş olduğunu, davacının aşırı hız nedeniyle olayda kusurlu olması nedeniyle açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca İdarenin dava konusu olayda kusur ve sorumluluğunun olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ... ile ilgili davanın husumet nedeniyle, İçişleri Bakanlığı ile ilgili davanın görev yönüyle reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayııl KTK"nun 85.maddesine göre "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut birşeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur." Aynı Kanunun 110.maddesi hüküm gereğince "işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiylet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları adli yargıda görülür" TBK"nun 49.maddesinde "kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür" hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, davalı ... yönetimindeki Emniyet Genel Müdürlüğü adına trafikte kayıtlı araç ile davacı adına kayıtlı ve yönetimindeki aracı arasında trafik kazası meydana gelmiş; davacı taraf, manevi zararının tazmini istemiyle Emniyet Genel Müdürlüğüne izafeten davalı İçişleri Bakanlığı ile bu aracın sürücüsü ... aleyhinde işbu davayı açmıştır. Davalı İçişleri Bakanlığı aracın işleteni Emniyet Genel Müdürlüğüne izafeten davalı konumunda olup, sürücü ... da haksız fiil faili durumundadır. Olayda hizmet kusuru bulunmamaktadır. Aracın işleteni, kusursuz sorumluluk ilkelerine göre oluşan zarardan, sürücünün kusuru oranında sorumludur. Araç sürücüsü de haksız fiil hükümlerine göre kusuru oranında zarardan sorumlu olacaktır. Bu durumda mahkemece, işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle sürücü hakkındaki davanın husumet, İçişleri Bakanlığı hakkındaki davanın yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.