15. Ceza Dairesi 2014/25225 E. , 2017/11071 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanık ... oğlu ... hakkında:
a) katılan ..."a yönelik eylemi nedeniyle TCK"nın 158/1-c, 35/1-2, 50/1-a, 52/2-4 maddeleri gereğince mahkumiyet
b) mağdur ..."e yönelik eylemi nedeniyle TCK"nın 158/1-c, 52/2, 53/1-3 maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanık ... hakkında TCK"nın 158/1-c, 52/2, 53/1-3 maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanık ... oğlu ... hakkında beraat
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıklar ... ve ..."ın mahkumiyetine ilişkin hükümler O yer Cumhuriyet savcısı ve sanık ... tarafından, sanık ... oğlu ..."nin beraatine ilişkin hüküm O yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ... oğlu ..."nin, yaşlılığı nedeniyle algılama yeteneği zayıf olan katılan ..."a hastalık taraması yaptıklarını söyleyerek borç senedi imzalatıp karşılığında masaj aletini katılanın isteği dışında bıraktığı, ayrıca sanık ... oğlu ... ile sanık ..."ın mağdur ..."e hastalık taraması yaptıklarını söyleyerek 200 TL para alıp karşılığında masaj aletini mağdurun isteği dışında bıraktıkları, sanıkların ... oğlu ..."ya ait iş yerinde çalıştıkları, bu suretle sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1- Sanık ... oğlu ... hakkında katılan ..."a yönelik nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
Sanık hakkında hükmedilen 2 yıl hapis cezasında teşebbüs indirimi uygulandıktan sonra 6 ay hapis cezasının belirlendiği ancak TCK"nın 50/1-a maddesi gereğince paraya çevrilirken 5 ay üzerinden çevrilerek eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2- Sanık ... oğlu ... ve sanık ... hakkında mağdur ..."e yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanık ... oğlu ... hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde,
a) Mağdur ... ..."ın soruşturma aşamasında ölmesi nedeniyle algılama yeteneğinin zayıflığı hakkında adli rapor alınamadığı, mağdurun torunu tanık ..."in duruşmada alınan beyanında, dedesinin yaşlı olduğunu ancak aklının başında olduğunu beyan etmesi karşısında, mağdurun algılama yeteneğinin zayıflığı konusunda şüphe oluştuğu ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 31/03/2009 tarih ve 2008/6-256 Esas ve 2009/79 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “şüpheden sanık yararlanır” kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulunun, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlı olduğu, gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılmamış olan olaylar ve iddiaların, sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamayacağı anlaşılmakla, sanıklar Sait oğlu ... ile ..."ın eylemlerinin 5237 sayılı TCK"nın 157/1 maddesinde kapsamında dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
b) Sanık ... oğlu ..."nin, diğer sanıkların işvereni olduğu ve satış esnasında olay yerinde bulunmasa dahi, hileli davranışlarla elde edilen menfaatten yararlandığı, sanıkların bu haliyle iştirak halinde hareket ettikleri ve sanığın mahkumiyetine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı gerekçeyle beraat hükmü kurulması,
c) Sanıklara yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra ve 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı olup, O yer Cumhuriyet savcısı ile sanık ..."nin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 17/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.