5. Ceza Dairesi 2015/7210 E. , 2019/3066 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Katılanın, eşi aleyhine boşanma davası açması hususunda sanığa vekaletname verdiği, karşılığında 450,00 TL masraf ödediği ancak sanığın boşanma davası açmayarak ve alınan masrafı iade etmeyerek görevini kötüye kullandığı gerekçesi ile mahkumiyetine karar verilen somut olayda; katılan ile eşi arasında boşanma davası açılması konusunda vekaletname çıkartılması hususunda anlaşmaya varıldığı fakat sanığın savunmalarında katılan tarafından vekaletnamenin kendisine getirilmediği gibi dava giderleri için para verilmediğini ifade etmesine karşılık katılanın aksini iddia ettiği, tanık ..."in ise katılanın sanığa dava açmak için masraf ücreti ve vekaletname verdiğini gördüğüne dair bir anlatımının olmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde sanığın, savunmasının aksine atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince yüklenen suçtan beraati yerine, yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
Hükümden sonra 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Yasanın 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına karar verilmesi,
Yüklenen suçu 5237 sayılı Yasanın 53/1-e maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanması sırasında avukatlık hak ve yetkilerini kullanmaktan yasaklanmasına şeklinde sınırlı uygulama yapılması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14/03/2019 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Sanık hakkında ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesince verilen mahkumiyet hükmünün bozulmasına karar verilmiş ise de;
Müşteki ...’ın aşamalardaki ifadelerinde, eşinden boşanmak istediğini, boşanma davası açmak için avukat aradığı sırada arkadaşı olan ...’in aracılığı ile sanık avukat ...’a gittiklerini, boşanma davası açma hususunda anlaştıklarını, yargılama giderinin karşılanması için 450 TL para ve vekalet verdiği halde sanığın dava açmadığını beyan ettiği,
Sanığın savunmasında, müştekinin kendisine geldiğini ancak anlaşamadıklarını, müştekiden vekalet almadığını, bu nedenle dava da açmadığını, müştekinin kendisine para da vermediğini beyan ettiği,
Tanık ...’in ifadesinde, tarafları tanıdığını, müşteki ile birlikte sanığın bürosuna gittiklerini, boşanma davası açılması hususunda müşteki ile sanık avukatın anlaştıklarını, konuşmalar devam ederken sıkılıp dışarı çıktığını, bu nedenle para verilip verilmediğini görmediğini, kendi huzurunda müştekinin sanığa para vermediğini beyan ettiği,
Lüleburgaz 2. Noterliğince düzenlenen 24/06/2011 tarihli ve 4077 yevmiye numaralı vekaletnameye göre; müştekinin boşanma davası açması hususunda sanık avukata vekalet verdiği, vekaletnamede müştekinin fotoğrafının da bulunduğu,
Sanık tarafından müşteki adına açılan herhangi bir davanın bulunmadığı,
Müştekinin sanık avukata ait olan kartviziti dosyaya sunduğu,
Müştekinin dava açılması hususunda anlaşmaya varmadığı bir avukata vekalet vermek amacıyla notere giderek fotoğraflı vekaletname düzenletmesinin ve bu vekaletnameyi vekile vermeyip yanında tutmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı,
Avukata ait kartvizitin müştekide bulunuyor olmasının da iddiayı güçlendirdiği,
Müştekinin sanık avukatla boşanma davası açması hususunda anlaştıklarına yönelik iddiasının tanık ... tarafından doğrulandığı, keza sanığın müşteki ile anlaşmaya varamadıklarına dair savunmasının da aksinin aynı tanık beyanıyla ispatlandığı, ‘iddianın bölünmezliği’ ilkesi gereği bir kısmı doğrulanan müşteki iddiasının doğru kabul edilmesi gerektiği, keza sanığın savunmasının bir kısmının aksinin ispat edilmesi nedeniyle de savunmaya itibar edilemeyeceği,
Bu delillere göre sanığın yüklenen suçu işlediğinin sabit olduğu, ancak “kabule göre” yapılan bozma sebeplerinin yerinde olduğu, bu nedenle hakkında verilen mahkumiyet kararının "düzeltilerek onanması" gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun sanığın beraatine karar verilmesi yönündeki kararına katılmıyorum. 14/03/2019