18. Ceza Dairesi 2016/3594 E. , 2016/13672 K.
"İçtihat Metni"
Sair tehdit ve hakaret suçlarından sanık ..."un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/l-2.cümle, 125/1 ve 62/1. (iki kez) maddeleri gereğince 2 ay 15 gün (iki kez) ve 25 gün (iki kez) hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/05/2012 tarihli ve 2010/286 esas, 2012/546 sayılı kararının itiraz edilmeden kesinleşmesini müteakip sanığın deneme süresi içerisinde yeni bir suç işlemesi nedeniyle yapılan ihbar üzerine, 5271 sayılı Kanun"un 231/11. maddesi gereğince açıklanması geri bırakılan hükümler açıklanarak 5237 sayılı Kanun"un 106/l-2.cümle, 125/1 ve 62/1. (iki kez) maddeleri gereğince 2 ay 15 gün (iki kez) ve 25 gün (iki kez) hapis cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin ... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/06/2015 tarihli ve 2015/93 esas, 2015/576 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/03/2016 gün ve 39008 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre, hakaret ve sair tehdit suçlarının tek eylemle birden fazla mağdura karşı işlendiği dikkate alındığında, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun"un 43/2. maddesi delaleti ile 43/1. maddesinin uygulanması gerekirken, mağdur sayısınca cezalandırılmasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50. maddesinin 1. fıkrasında, kısa süreli hapis cezasının suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre, maddede sayılan seçenek yaptırımlara çevrilebileceği düzenlenmiş, aynı Kanun"un 3. fıkrasında ise, "Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir." hükümlerine yer verilmiştir.
İncelenen somut olayda; anılan Kanun hükümleri dikkate alınarak yapılacak değerlendirmeye göre, adli sicil kaydındaki hükümlülüğünün silinme şartlarının suç tarihi itibariyle gerçekleşmiş olduğu anlaşılan ve daha önce hapis cezasına mahkumiyetinin bulunmadığının kabul edilmesi gereken sanığa, 5237 sayılı TCK"nın 106/1-2. cümle maddesi uyarınca verilen 25 gün hapis cezasının, TCK"nın 50/3. maddesindeki amir hüküm gereğince, anılan maddenin 1. fıkrasında belirtilen seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesi zorunluluğu gözetilmeden, hapis cezasına mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Yargıtay incelemesi sırasında saptanan ve yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedeni, kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir. CGK"nın 17.7.2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27.3.2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 20.06.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.