14. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/2113 Karar No: 2020/2916 Karar Tarihi: 10.03.2020
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/2113 Esas 2020/2916 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, mirasın hükmen reddi talebiyle davalı aleyhinde dava açmıştır. Davalı taraf üç ay içinde dava açılmadığı gerekçesiyle mirasın zımnen kabul edildiğini savunmuştur. Mahkeme, TMK'nın 605/2. maddesi uyarınca mirasın hükmen reddine karar vermiştir. Ancak, Daire kararıyla hüküm bozulmuş, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararda, mirasın hükmen reddi istemiyle açılan davalarda miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmişse miras reddedilmiş sayılır. Mirasçılar, zımnen mirası kabul etmedikçe her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 606. maddesi gereğince belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Ayrıca, dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür ve yetkili mahkeme alacaklıların dava açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur. Kararda, davacının yargılama giderinden sorumlu tutulması ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: TMK 605/2, TMK 606, ve Türk Medeni Kanunu'nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükü
14. Hukuk Dairesi 2019/2113 E. , 2020/2916 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.05.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.02.2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili, 30.01.2008 tarihinde vefat eden muris ...’nun terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, üç ay içinde dava açılmadığından mirasın zımnen kabul edilmiş sayılacağını, murise ait taşınmazların değerinin düşük belirlendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece ilk olarak, TMK"nın 605/2. maddesi uyarınca mirasın hükmen reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin, 17.04.2017 tarihli, 2017/144-3083 E. K. sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Davacılar vekilinin karar düzeltme talebi, Dairemizin 15.05.2018 tarihli, 2017/5439 Esas, 2018/3796 E. K. sayılı ilamıyla reddedilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, TMK"nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak; davanın niteliği gereği davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama giderinden davalının değil davacının sorumlu tutulması, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm sonucunun 3. ve 4. bendinin çıkartılarak yerine "Davanın niteliği gereği yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına" yazılmak suretiyle düzeltilmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve DEĞİŞTİRİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.03.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi