17. Hukuk Dairesi 2014/14443 E. , 2016/11635 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresinden sonra, davalılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın, davacıya çarpmasıyla oluşan kazada, davacının ağır şekilde yaralandığını ve uzun süren tedavi süreci nedeniyle çalışamadığını, birçok tedavi masrafı yapmak zorunda kaldığını, manevi olarak da zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.000,00 TL. maddi ve 20.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, kazanın davacının aniden yola fırlaması nedeniyle meydana geldiğini ve davalı sürücünün kazada kusuru bulunmadığını, davadan önce davacı tarafa 35.000,00 TL. ödeme yapıldığını, davacının zararları karşılandığından tazminat talep etme hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddini savnmuştur.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 6.666,21 TL. maddi tazminat ile 10.000,00 TL. manevi tazminatın, kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Davacı vekilinin temyiz talebi yönünden; 26.12.2013 tarihli kararın tebliği üzerine davacı tarafından temyiz başvurusunda bulunulmamış; ancak davalı tarafça temyiz başvurusunda bulunulmuş, davalı temyiz dilekçesinin 29.04.2014 tarihinde davacı vekiline tebliği üzerine, davacı vekili 13.05.2014 tarihli dilekçesi ile katılma yoluyla temyiz isteminde bulunmuştur. Davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin yasal 10 günlük süre geçirildikten sonra verildiği ve temyiz defterine kaydedildiği görülmektedir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtayca da bu yolda karar verilebileceğinden, davacı vekilinin, süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2-Davalılar vekilinin temyiz talebi yönünden; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kaza nedeniyle davacıda oluşan cismani zarara ilişkin olarak, ... Kurumu Başkanlığı .... Dairesi"nin denetime elverişli raporuyla belirlenen maluliyet oranının esas alınması suretiyle davacı tarafın, maddi zararları belirlenmiş olmasına göre; davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 853,46 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.