16. Hukuk Dairesi 2016/11131 E. , 2020/511 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar ... ve arkadaşları, ... İlçesi ... Köyü cilt no:34, sayfa no:93 ve ...,...,... sıra nolu tapu kayıtlarında kendi miras bırakanları ... oğlu ...’ın 1/4 payı bulunmasına rağmen, bu payların davalı ... adına kaydedildiğini ileri sürerek, davalının paylarının iptali ile ... mirasçıları adına miras payları oranında tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, hukukçu bilirkişiye yaptırılan inceleme neticesinde, davacıların murisi ...’ın söz konusu tapu kayıtlarında payının bulunduğu, ancak 19.09.1957 tarih 957/982 sayılı vekaletnameye istinaden cilt no: ... sayfa no:95 sıra no:601 nolu tapu kaydı dışındaki diğer tapu kayıtlarında bulunan ... payının davalı ...’a satıldığı, satışı yapılmayan 601 sıra nolu tapu kaydının ise 2302 parsel sayılı taşınmaza revizyon gördüğü ve bu taşımazda davacıların murisi ...’ın 1/4 payının bulunduğu tespit edilmiş ve 2302 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 22.03.1984 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle bu taşınmaz yönünden hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu, diğer taşınmazlar yönünden ise kadastro tespit tutanaklarının edinme sebebi sütununda davacıların murisinden söz edilmediği gibi, paydaş olarak da gözükmediği belirtilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Mahkemece, davacılar tapu kayıtlarında murisleri adına kayıtlı 1/4 payının muris mirasçıları adına tescilini istedikleri ve murisin dava açmayan başka mirasçıları da bulunduğu halde aktif dava ehliyeti üzerinde durulup, diğer mirasçıların katılımının sağlanması, muvafakatlerinin alınması yada terekeye temsilci tayini düşünülmediği gibi davacıların hangi taşınmazlar hakkında dava açtıkları açıklattırılmamış, dayandıkları tapu kayıtlarının hangi taşınmazlara revizyon gördüğü tespit edilmemiş ve kadastro tespit tutanakları ile tapu kayıtları getirtilerek yöntemince uygulanmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, davacı tarafa davada taraf olmayan diğer mirasçıların katılımlarının sağlanması, muvafakatlerinin alınması yada terekeye temsilci tayin edilmesi için süre ve imkan tanınmalı, bundan sonra 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesinde düzenlenen "Hakimin davayı aydınlatma ödevi" kapsamında, davacılara talepleri açıklattırılmalı ve böylelikle hangi taşınmazlar hakkında dava açtıkları belirlenmeli, dayandıkları tapu kayıtlarının oluşumdan itibaren tüm tedavülleri getirtilmeli, bu tapu kayıtlarının hangi taşınmazlara revizyon gördüğü tespit edilmeli ve revizyon gördükleri taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları ve dayanak belgeleri dosya arasına alınmalı ve bundan sonra, gerektiğinde yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve fen bilirkişinin katılımı ile mahallinde keşif yapılmak suretiyle davacı tarafın iddia ve delilleri değerlendirilmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile karar verilmiş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan, kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.