19. Ceza Dairesi Esas No: 2015/9354 Karar No: 2016/13491 Karar Tarihi: 22.03.2016
6831 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/9354 Esas 2016/13491 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, sanığın 6831 Sayılı Kanuna aykırılık suçundan yargılandığı ve hüküm verildiği anlatılmaktadır. Ancak, temyiz isteği üzerine yapılan incelemede, hükümdeki takdirin denetlenebilir olması gerektiği ve yeterli gerekçe gösterilmediği için hüküm bozulmuştur. Kararın sonunda ise, suçun işleniş şekli, işlenmesinde kullanılan araçlar, zaman ve yer, suçun konusu, meydana gelen zarar veya tehlike, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı ve faile yönelik amaç ve saik göz önünde bulundurularak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 61. maddesi uyarınca hakimin işlenen suçun kanuni tanımındaki cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirleme yetkisi olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, \"Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi\" başlıklı 3/1. madde uyarınca suçun ağırlığına göre ceza ve güvenlik tedbiri belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kanuna aykırı ve sanık müdafinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, kararın bozulması ve yargılamanın yenilenmesine karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak ise, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 61. ve \"Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi\" başlıkl
19. Ceza Dairesi 2015/9354 E. , 2016/13491 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, 27/11/2008 tarihli suç tutanağında imzası bulunmayan sanığın suça konu yerde kesim işini ... ve ekibine verdiğini, ... ve ekibinin ... şefliği görevlilerinin kontrolü altında kesim işini yürüttüklerini, izinli sahanın dışına bilmeden çıkmış olabileceklerini,kendisinin şehir dışında olduğunu belirtmesi, suç tutanağının düzenlendiği tarihte de İstanbul"da olduğunun sabit olması ve tanık olarak dinlenen ...sanığın, izinli alanın dışında kesim yapıldığını bilmesinin mümkün olmayacağını, kesim işinin.... şefinin kontrolü altında, ... izni ile yürütüldüğünü belirtelerek sanığın beyanlarını doğrulaması karşısında, ... isimli görevlinin dinlenerek sanığın hukuki durumununun tayin ve taktiri gerektiği halde yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre; 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda; suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK’nın “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Bu itibarla; kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hâkimin takdir ve değerlendirme yetkisi içindedir, ancak Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK’nun 34, 230 ve 289/9. maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunluluğu, Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 22/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.