4208 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/5335 Esas 2016/1209 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/5335
Karar No: 2016/1209

4208 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/5335 Esas 2016/1209 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi, 4208 sayılı Kanuna aykırılık suçlamasıyla yargılanan sanıklara dava zamanaşımının uygulanması gerektiğine karar verdi. Sanıkların suçu işlediği tarih itibariyle 10 yıl olan dava zamanaşımı süresinin, 4208 sayılı Kanun’un 8. maddesindeki düzenlemenin yürürlükten kaldırılması ve 5237 sayılı TCK’nın yürürlüğe girmesi nedeniyle 15 yıla çıkarıldığı belirtildi. Ayrıca, kamunun bir görevlisinin veya meslek sahibi bir kişinin suç işlemesi durumunda hapis cezasının yarı oranında artırılması gerektiği ve suçun 15 yıllık asli ve 22,5 yıllık olağanüstü dava zamanaşımına tabi olduğu da ifade edildi. Mahkeme, kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verdi ve bu kararın kanuna aykırı olduğuna hükmetti. Kararda, 4208 sayılı Kanun’un 8. ve 765 sayılı TCK’nın 104/2. maddesinde öngörülen 10 yıllık asli ve 15 yıllık olağanüstü dava zamanaşımının sanıklar lehine bulunduğuna dikkat çekildi. Sonuç olarak, kamu davalarının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi kararı verildi. Kanun maddeleri ise şöyle: 4208 sayılı Kanun’un 8. maddesi, 5237 sayılı TCK’nın 66/l-d ve 67/4. maddeleri, 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddeleri, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi.

19. Ceza Dairesi 2015/5335 E. , 2016/1209 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4208 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Zamanaşımı Nedeniyle Ortadan Kaldırma

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanıklara atılı suçun, dava zamanaşımı süresinin suç tarihi itibariyle 10 yıl olduğuna dair 4208 sayılı Kanun’un 8. maddesindeki düzenlemenin 5549 sayılı Kanun’un 26. maddesi uyarınca yürürlükten kaldırıldığı ve 01.06.2005 günü yürürlüğe giren 5252 sayılı Kanun’un 12/b maddesi ile de 765 sayılı TCK’nın yürürlükten kaldırılıp yerine 01.06.2005 tarihinden itibaren 5237 sayılı TCK’nın yürürlüğe girdiği; sanıklar hakkındaki incelemeye konu kamu davasının, 5237 sayılı TCK’nın 282. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “Bu suçun, kamu görevlisi tarafından veya belli bir meslek sahibi kişi tarafından bu mesleğin icrası sırasında işlenmesi hâlinde, verilecek hapis cezası yarı oranında artırılır. ” hükmü uyarınca 5237 sayılı TCK’nın 66/l-d ve 67/4. maddelerinde öngörülen 15 yıllık asli ve 22,5 yıllık olağanüstü dava zamanaşımına tabi olduğu, 4208 sayılı Kanun’un 8. ve 765 sayılı TCK’nın 104/2. maddesinde öngörülen 10 yıllık asli ve 15 yıllık olağanüstü dava zamanaşımının sanıklar lehine bulunduğu cihetle;
4208 sayılı Kanun’da yer alan kara paranın aklanması suçlarında zamanaşımının karar tarihi itibariyle 765 sayılı TCK"nın 102/4. maddesine göre değil, 4208 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 66/l-d maddelerine göre hesaplanması gerekirken, uygulanma olanağı bulunmayan 765 sayılı TCK"nın 102/4 ve 104/2. maddelerine dayanılarak kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu nedenden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322. uyarınca, sanıklara yüklenen suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu 4208 sayılı Kanun’un 8 ve 765 sayılı TCK’nın 104/2. maddesinde öngörülen 15 yıllık dava zamanaşımının suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar tamamlandığı cihetle, sanıklar hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 4208 sayılı Kanun’un 8 ve 765 sayılı TCK’nın 104/2. maddeleri ile 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 04/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.