16. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/15771 Karar No: 2015/10994 Karar Tarihi: 01.10.2015
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/15771 Esas 2015/10994 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2015/15771 E. , 2015/10994 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1989 yılında yapılan kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan eski 1347 parsel sayılı (yeni 28130 ada 29) 4615 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ... adına tespit edilmiş, yapılan itiraz neticesinde taşınmazın ... ve ... adına tesciline karar verilmiş, ... Kadastro Mahkemesinin 4.5.1994 tarih 1991/458 Esas ve 1994/2178 Karar sayılı ilamı ile Hazine adına tescil edilmiş, üzerindeki ev ve seranın ..."a, (A) harfi ile gösterilen evin ..."ye ait olduğuna ilişkin tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın 2/B vasfında olduğu ve kendi kullanımında olduğuna dair tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece davacının taleplerinin kesinleşen Kadastro Mahkemesi kararı ile kesin hükme bağlanmış olduğu, kesin hükme rağmen idarenin hükmün infazında tereddüt gösterdiği ya da direndiği, bu sorunun giderilmesi taleplerin yeni bir mahkeme kararı ile hüküm altına alınması değil, kesinleşmiş mahkeme kararı ile hüküm altına alınan ya da gerekçede açıklanan hususların tavzih ya da tashih ile ilgili mahkemeye açıklattırılması, bu açıklamalara rağmen infaz edilmemesi halinde idari yollara tevessül edilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, kararın gerekçesi dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın 5831 sayılı Yasa"nın 8. maddesi ile 3402 sayılı Yasa"ya eklenen Ek-4. maddesi kapsamında 2/B alanlarında yapılan kullanım veya güncelleme kadastrosuna konu olmadığı anlaşılmaktadır. Bu tür bir çalışma yapılmadan 2/B alanlarında zilyetlik şerhi verilmesi de mümkün değildir. Bununla birlikte çekişmeli taşınmaz üzerindeki muhdesata yönelik olarak davacı lehine mevcut bir ilam da bulunmakta olup, infaz edilmesi mümkündür. Bu durumda; mahkemece, davanın açıklanan gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken davacının taleplerinin kesinleşen Kadastro Mahkemesi kararı ile kesin hükme bağlanmış olduğu, kesin hükme rağmen idarenin hükmün infazında tereddüt gösterdiği ya da direndiği, bu sorunun giderilmesi taleplerin yeni bir mahkeme kararı ile hüküm altına alınması değil, kesinleşmiş mahkeme kararı ile hüküm altına alınan ya da gerekçede açıklanan hususların tavzih ya da tashih ile ilgili mahkemeye açıklattırılması, bu açıklamalara rağmen infaz edilmemesi halinde idari yollara tevessül edilmesi gerektiği gerekçesiyle reddine karar verilmesinde isabet bulunmamakta ise de sonucu itibariyle doğru bulunan hükmün, gerekçesi DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 01.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.