(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2018/4854 E. , 2021/4476 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece, harita bilirkişisi tarafından hazırlanan raporda, tesis kadastrosu paftası ile uygulama kadastrosu paftası çakıştırılarak denetime elverişli rapor alınmadığı, ayrıca taraflar arasındaki uyuşmazlığın mülkiyet ihtilafından kaynaklanıp kaynaklanmadığının da karar yerinde tartışılmadığı belirtilerek, yerel bilirkişi ve taraf tanıkları hazır olduğu halde mahallinde yöntemine uygun şekilde keşif yapılması, yerel bilirkişi ve tanık sözlerine göre taşınmazın sınırlarının belirlenmesi, teknik bilirkişiden tesis paftası ile uygulama paftası çakıştırılmak suretiyle eksikliğin nereden kaynaklandığını gösterir rapor tanzim edilmesinin istenilmesi, taraflar arasındaki uyuşmazlığın mülkiyet ihtilafından kaynaklanıp kaynaklanmadığı üzerinde durulması ve bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacıların davalarının ayrı ayrı reddine, dava konusu 108 ada 29, 36 ve 37 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacıların taleplerinin uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin olmayıp mülkiyete ilişkin olduğu, uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını canlandırmak veya çözmek olmadığı kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Birleşen dosya davacıları ... ve arkadaşları, dava konusu eski 254 parselin kendilerine ait olduğunu, 254 ve 255 parsel sayılı taşınmazların öncesinde bütün olup, tesis kadastrosundan önce 255 parsel malikleriyle yapılan taksim sonucunda taşınmazların sınırlarının belirlendiğini, ancak uygulama kadastrosu çalışmaları sırasında bu sınırlara itibar edilmediğini ileri sürerek; davacı ... ise, eski 398 parsel sayılı taşınmazın babası tarafından, tesis kadastrosundan önce parsel maliklerinden satın alındığını, akabinde parselin sınırlarına tel örgü çekildiğini, ancak uygulama kadastrosu çalışmaları sırasında bu sınırlara itibar edilmediğini ileri sürerek ayrı ayrı dava açmışlardır. Gerek davacıların dava dilekçelerinin içeriğinden gerekse, mahallinde yapılan keşiflerde, taşınmazların sınırlarına ilişkin yer gösterimleri ve tüm dosya kapsamından, davaların uygulama kadastrosuna yönelik olmadığı, tesis kadastrosundan önceki nedenlere ve mülkiyet hakkına dayalı oldukları anlaşılmakta olup, mahkemenin kabulü de bu yöndedir.
Hal böyle olunca; Mahkemece, mülkiyet ihtilafının varlığı halinde, bu ihtilafın, uygulama kadastrosu ile ilgili dava kapsamında çözümlenemeyeceği ve kesinleşen tespitlere karşı Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu göz önünde bulundurulmak suretiyle, mahkemenin görevsizliğine, dava konusu taşınmazlara ait uygulama kadastrosu tutanak asıllarının olağan usule göre kesinleştirilme işlemleri yapılmak üzere Kadastro Müdürlüğü"ne iadesine, kadastro tutanaklarının birer örneği içine konulmak suretiyle dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.05.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.