Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/12095 Esas 2015/10454 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/12095
Karar No: 2015/10454
Karar Tarihi: 16.11.2015

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/12095 Esas 2015/10454 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/12095 E.  ,  2015/10454 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.10.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu tahsis şerhi verilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tapu müdürlüğü vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.10.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmiş, mahkemece yapılan araştırma neticesinde davacı adına düzenlenmiş tapu tahsis belgesi olmadığı anlaşılmiştır. Bunun üzerine davacı vekilinin 20.02.2012 tarihinde verdiği ıslah dilekçesi ile dava konusu .... parsel numaralı taşınmazın mevcut durumda kendi adlarına tescilinin mümkün olmaması nedeniyle ilgili taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine tahsis şerhinin konulmasını istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının tapu tahsis belgesi olmamasına rağmen tapu tahsis belgesi verilme şartlarını yerine getirdiğinden davanın kabulü ile tahsis şerhinin tapuya tesciline karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı tapu müdürlüğü vekili temyiz etmiştir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için;
    Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması,
    Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması,
    İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması,
    Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması,
    Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması,
    Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması,
    İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir.
    Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacıya herhangi bir şekilde tahsis belgesi verilmiş değildir. Tahsis belgesi mevcut olsa dahi tahsise dayanarak tescil istenebilmesi için yukarıda belirtilen koşulların gerçekleşmiş olması gerekir. Bu durumda mahkemece davanın reddi gerekirken davacının tapu tahsis belgesi verilmesi için gerekli şartları yerine getirdiğinden bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile kararın BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.11.2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.