18. Ceza Dairesi 2015/23895 E. , 2016/4188 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Fuhuş
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Sanık ... hakkında verilen hükmün incelenmesinde;
Temyiz süresinin geçmesi,
Nedeniyle, Yerel Mahkeme"nin temyiz isteğinin reddine ilişkin kararına karşı yapılan itirazın, tebliğnameye uygun olarak REDDİNE, Yerel Mahkeme"nin redde ilişkin kararının ONANMASINA,
2-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., K. A. K., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Temyiz isteklerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
Sanıklara yükletilen fuhuş eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Tüm dosya kapsamından, sanıkların fuhuş eylemlerini, birden fazla mağdura yönelik olarak ve birden fazla kez gerçekleştirdikleri anlaşılmasına rağmen, sanıklar hakkında mağdur sayısınca mahkumiyet hükmü kurulduktan sonra, cezalarından TCK"nın 43/1. maddesine göre artırım yapılması gerektiği gözetilmemiş ise de, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma yapılamayacağı,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesi"nin, 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla, iptal edilmiş olması nedeniyle, uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., K. A. K., ..., ... ve ... müdafiileri ile ..., ... ve ..."ın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükümlerin BOZULMASINA, ancak; bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, 5320 sayılı Yasanın 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak, TCK"nın 53/1-b maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın hüküm fıkrasından çıkarılması, biçiminde HÜKÜMLERİN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin temyizine gelince;
Temyiz isteklerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanıkların, tüm aşamalarda suçlamayı kabul etmedikleri, dosyadaki tanıklar, şikayetçiler ve diğer sanıkların beyanlarında da, adı geçen sanıkların yüklenen suçu işledikleri yönünde herhangi bir anlatımın yer almadığının anlaşılması karşısında, hiçbir yan delille desteklenmeyen ve sanıklarca da doğrulanmayan telefon dinleme kayıtlarının, tek başına mahkumiyet hükmüne dayanak teşkil edilemeyeceği gözetilmeden, sanıkların beraatlerine karar verilmesi yerine mahkumiyetlerine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ..., ... ve ... müdafilerinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 07/03/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.