16. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/18215 Karar No: 2015/12532 Karar Tarihi: 26.10.2015
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/18215 Esas 2015/12532 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2014/18215 E. , 2015/12532 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında Köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 5 parsel sayılı 10.015,12 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve parsel üzerindeki fındık ağaçlarının ...oğlu ..."un kullanımında olup halen kendisine ait olduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil, 104 ada 7 parsel sayılı 5.384,65 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve parsel üzerindeki tek katlı ahşap ev ve ahırın müştereken Mehmet evlatları ....ve ..."ların kullanımında olup halen kendilerine ait olduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve tüm mirasçıların hak sahibi olduğu iddiasıyla miras payı oranında zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazlarda davacı taşınmazların bulunduğu yerde ikamet etmediği gibi, fiili kullanımının da olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 3402 sayılı Kanun"un Ek-4. maddesi ve 6292 sayılı Kanun"un amaç göz önüne alındığında beyanlar hanesine kullanıcı olduğu şerhi verilmesi istemli davaların, Hazinenin tapu maliki olduğu taşınmazlar hakkında açılabileceğinin kabulü gerekir. Ne var ki, dava açıldıktan sonraki tarihte, yargılamanın devamı sırasında davaya konu 104 ada 5 ve 7 parsel sayılı taşınmazların 6292 sayılı Yasa uyarınca satılarak Hazinenin mülkiyetinden çıktığı davalı ... adına tescil, edildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davaya zilyetliğin şerhine yönelik olarak devam edilemez ise de, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin tespiti yönünden hüküm kurulmasına engel yasal bir düzenleme mevcut olmadığı gibi davacının zilyetliğinin tespiti isteminde bulunmasında da sonrasında ileri sürülecek hak talepleri açısından hukuki yararı mevcuttur. Bu nedenle, yargılama sırasında dava tarihinden önce taşınmaz malikinin değişerek davalı "un tapu kayıt maliki olduğunun anlaşılması karşısında dava, kullanım kadastrosu sonucu oluşan tespit ve tescile itiraz davası olmaktan çıkmış, zilyetliğin tespiti davasına dönüşmüştür. Dosya içeriğine göre, çekişmeli taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin muris Mehmet Karakoç ile başladığı, davalıların zilyetliğinin de muristen gelen miras hakkına dayalı olarak yani mirasçı sıfatıyla sürdürüldüğü anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; kullanım kadastrosu yapıldığı tarih itibariyle davacının murisinden gelen miras payı oranında kullanım hakkı olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 26.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.