4. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/3437 Karar No: 2012/5577 Karar Tarihi: 03.04.2012
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2011/3437 Esas 2012/5577 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, trafik kazası nedeniyle destekçilerinin ölümü nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep etti. Yerel mahkeme, davalının asli kusuru nedeniyle manevi tazminatın ödenmesine karar verdi. Ancak, hükmün açıklığa kavuşturulmadığı yargılama giderleri nedeniyle karar bozuldu. Borçlar Yasası'nın 47. maddesi uyarınca, manevi tazminat, zarara uğrayan kişiye adalete uygun bir para tutarı verileceği özel bir tazminat türüdür. Ayrıca, takdir edilecek tutar, var olan duruma göre elde edilmek istenen doyum duygusunun etkilerine ulaşmak için gerekli olmalıdır. Kararda yer alan kanun maddeleri 1086 sayılı HUMK'nın 417/1-423/6, 6100 sayılı HMK'nın 326-332'dir.
4. Hukuk Dairesi 2011/3437 E. , 2012/5577 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... ve diğeri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 05/04/2006 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/05/2010 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 03/04/2012 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan kimsenin gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Diğer temyiz itirazlarına gelince: a)Dava, trafik kazası nedeni ile ölümden dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz olunmuştur. Davacılar, davalı sürücünün neden olduğu trafik kazasında desteklerinin yaşamını yitirdiğini beyanla uğradıkları maddi ve manevi zararın ödetilmesini istemişlerdir. Davalı, kusur ve sorumluluğu olmadığını beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Yerel mahkemece, davalı sürücünün kazanın meydana gelişinde asli oranda kusuru bulunduğunun kabulü ile hesaplanan destek tazminatları ile birlikte takdir edilen manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmiştir. Borçlar Yasası"nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir. Somut olaya gelince; olay tarihi, tarafların kusur durumu, ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacılar yararına takdir edilen manevi tazminat tutarları fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK nın 417/1-423/6 ve devamı maddeleri uyarınca ve halen yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK nın 326-332 maddeleri uyarınca dava sırasında yapılan yargılama giderleri ve yargılama giderlerinden olan avukatlık ücreti, davanın kabul ve ret oranına göre taraflar arasında paylaştırılır. Yargılama giderlerinin nelerden ibaret olduğu ve kim tarafından karşılandığı hükmün altına denetime olanak verecek biçimde yazılması gerekir. Yerel mahkemece davacı ve davalı tarafından yargılama giderlerinin denetime elverecek biçimde dökümlü olarak gösterilmemesi, davalı tarafından yapılan yargılama giderleri hakkında karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2/a-b) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalının öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.