Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/19376 Esas 2016/644 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/19376
Karar No: 2016/644
Karar Tarihi: 20.01.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/19376 Esas 2016/644 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/19376 E.  ,  2016/644 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, 23.09.2013 tarihinde davalı malik ve sürücü ... idaresinde ... plakalı araç ile seyir halinde iken müvekkili şirkete kasko poliçesi ile sigortalı ... plakalı araca çarpması sebebiyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazada davalı taraf sürücüsünün tamamen kusurlu olduğunu, sigortalısına hasar bedelini ödendiğini belirterek, 3.008,00 TL‘nin 10.10.2013 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
    Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davacının davasının Ticari dava mahiyetinde ve yargılamasının Ticaret Mahkemesinde yapılması gerektiği, bu itibarla HMK’nin 114/c maddesi gereğince mahkemenin görevsiz olduğu, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kasko sigorta poliçe sözleşmesi nedeniyle TTK"nin 1472. maddesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
    6100 sayılı HMK"nin 2. maddesine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğu belirtilmiştir.
    6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 4/I maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınması zorunlu olmakla birlikte Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus" Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı ... "nin sigortalısı ... isimli gerçek kişidir.
    Davacı ... TTK anlamında tacir olmasına karşın ... plakalı hususi aracın sahibi sigortalısı gerçek kişidir. Bu durumda uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.