Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/449 Esas 2016/651 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/449
Karar No: 2016/651
Karar Tarihi: 20.01.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/449 Esas 2016/651 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/449 E.  ,  2016/651 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :.......Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, adına kayıtlı ....... plakalı aracın 2010 yılında kaza yapması sonucunda ...... tarafından davalı servise çekildiğini, davalının araca zarar verdiğini, bu nedenlerle 15.811,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davaya konu aracın müvekkilinin sorumluluğunda olamadığını ve davanın reddine istemiştir.
Mahkemece, davacının davalı ile herhangi bir hukuki ilişkisi olmadığı, emanet sözleşmesi kabul edilse bile emanet bırakanın sigorta şirketi olduğu, davacının aracı sigorta şirketine verdiği, davacı kaza yapan aracın sigorta şirketi tarafından kendisinden alındığını beyan ettiği, davacı ancak sigorta şirketine emanet olarak verdiği eşyasına zarar verilmesi nedeniyle yönelebileceği, aracın emanet olarak bırakıldığı kabul edilse bile, emanet bırakan davacı olmadığı, davacıdan aracı alan sigorta şirketi olduğu, bu nedenle husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu davacının kasko şirketi tarafından davalıya teslim edilen aracın birçok parçasının olmadığı ve çalınmış olması iddiası ile meydana gelen hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı vekili, müvekkili adına kayıtlı-araçta 2010 yılında meydana gelen kaza sonucu hasar oluştuğunu, aracın ...... tarafından .... isimli servise çekildiğini, .... Asliye Hukuk Mahkemesinde ....’ye dava açtığını, dava sonucunda hasar bedelinin ödenmesine ve aracın kendisine teslimine karar verildiğini ancak davcının aracını teslim almak istediğinde birçok parçasının olmadığı ve çalın-
mış olduğunun anlaşıldığını iddia etmesi karşısında eldeki davanın bu iddiaya ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde açıkça haksız fiile dayanıldığı ifade edilmemiş ise de kasko sigorta poliçesi ile sigortalı aracın sigorta şirketince davalı şirkete bırakıldığı mahkemeninde kabulündedir. Hukuki nitelemenin hâkime ait olması ilkesi gereği, taraflar arasındaki ilişkinin saklama (vedia) söyleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat davası olduğu görülmektedir.
Bu durumda mahkemece, her ne kadar davalı servise araç davacı tarafından doğrudan teslim edilmemiş ise de, kasko şirketi davacı adına davalı servise aracı teslim etttiği anlaşılmakta olup davalı şirkete yöneltilen husumetin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 561. ve devamı maddelerinde düzenlenen saklama sözleşmesine, ardiyecinin sorumluluğuna dayandığı, bu nedenle davanın esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 20.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.