15. Ceza Dairesi 2016/4870 E. , 2017/6678 K.
"İçtihat Metni"
Dolandırıcılık suçundan sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 159/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 3.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmalarına dair İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/02/2016 tarihli ve 2014/400 esas, 2016/47 sayılı kararını müteakip, katılan vekilinin katılan lehine vekalet ücreti takdir edilmediği gerekçesiyle kanun yararına bozma ve temyiz talebi üzerine, temyiz talebinin reddine, 3.600,00 Türk Lirası vekalet ücretinin hazineden alınarak katılana verilmesine dair İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/04/2016 tarihli ve 2016/389 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 15.11.2016 gün ve 94660652-105-34-12070-2016 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası ... Cumhuriyet Başsavcılığının 25/11/2016 gün ve 2016/392237 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/02/2016 tarihli ve 2014/400 esas, 2016/47 sayılı kararı müteakip, katılan vekilinin 04/04/2016 tarihinde temyiz ve kanun yararına bozma talebinde bulunması üzerine Mahkemesince vekalet ücretine hükmedilmiş ise de, ... 15. Ceza Dairesinin 2011/67285 esas, 2012/38806 sayılı kararında da belirtildiği üzere, kararın kesinleşmesinden sonra ek kararla vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, somut olayda da mahkemesince her ne kadar talep kabul edilmiş ise de kesin nitelikte verilen karardan sonra vekalet ücretine hükmedilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkemece TCK’nın 159. maddesinde yer alan bir hukuki ilişkinin tahsili amacıyla dolandırıcılık suçundan belirlenen 3.000,00 TL adli para cezasının kesin nitelikte olduğu anlaşılmakta ise de; ... Ceza Genel Kurulu’nun 29.03.2016 tarih ve 2014/13-528-2016/152, 12.03.2013 gün ve 1515–202 ile 21.12.2010 tarih ve 230–264 sayılı ilamları başta olmak üzere birçok kararında da açıkça vurgulandığı üzere, kesin nitelikteki hükümler, kesinlik sınırını aşar nitelikte yaptırım içermeleri şartıyla, suç vasfına yönelik yapılan aleyhe başvuru üzerine temyiz denetimine konu olabilecekleri, katılan vekilinin de süresinde vermiş olduğu temyiz dilekçesinde, mahkemece vasıflandırmanın hatalı yapıldığını, bu nedenle sanığın TCK’nın 158/1-d maddesinde yer alan dolandırıcılık suçundan cezalandırılması gerektiğini ve katılan lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi nedeniyle kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek başvuruda bulunması nedeniyle hükmün temyizen incelenmesinin mümkün olmasına rağmen, ek karar ile temyiz talebini reddetmesi ve asıl hükümden el çektikten sonra vekalet ücreti tesis etmesi nedeniyle anılan kararın hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğu, bu itibarla, kanun yararına bozma yasa yoluna ancak hukuken geçerli kararlara karşı başvurulabileceği ve asıl hüküm ile ilgili olarak henüz temyiz incelemesinin de yapılmadığının anlaşılması nedeniyle, açıklanan nedenlerle;
İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 28.04.2016 tarih ve 2016/389 değişik iş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın temyizle ilgili işlemlerin yapılması için mahalline gönderilmesi amacıyla ... Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 27.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.