23. Hukuk Dairesi 2012/2905 E. , 2012/4239 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalı kooperatifin ortakları olan müvekkilleri hakkında gerçek değerinin üzerinde kesin maliyet hesabı çıkarılarak fazladan istenen aidatların ödenmediğinden bahisle 01.04.2001 tarihli genel kurulda çıkarma kararı verildiğini, müvekkillerinin borçlarının olmadığının tespiti için bir kısım dosyada menfi tespit davaları ve yönetim kurulu çıkarma kararının iptali için dava açtıklarını ve davaların derdest olduğunu ileri sürerek, müvekkilleri hakkında verilen çıkarma kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 31.01.2011 tarih ve 2009/7618 esas, 2011/969 karar sayılı ilamıyla, davacılara ilk ihtarda 10 gün süre verilmesinde usulsüzlük bulunmadığı, davacılar hakkındaki ihraç kararlarının usulüne uygun olup olmadığının her bir davacı yönünden ayrı ayrı incelenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulması üzerine, bozmaya uyularak, istenen borç miktarlarının gerçek borç miktarını yansıtmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 01.04.2001 tarihli genel kurulun 7. maddesiyle davacılar hakkında verilen çıkarma kararının iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı kooperatif üyeliğinden ihraca ilişkin genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Genel kurul kararı ile yönetim kurulunun ihraç kararı onaylanmış ise de, yönetim kurulunun uyguladığı ihraç prosedürünün yasaya ve anasözleşmeye uygun olması gerektiği açıktır. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 27. maddesinde, aidatlarını geciktiren üyelere iki ihtarın gönderilmesi, ilk ihtarda 10 gün ve ikinci ihtarda bir ay içinde yükümlülüklerin yerine getirilmesinin ihtar edilmesi öngörülmüştür. Buna göre, ikinci ihtarda 30 günlük süre verilmesi kural olarak doğru değildir. Ancak, ikinci ihtarın tebliğ edildiği ayın 30 gün çekmesi halinde bu ihtar ortağın aleyhine hüküm doğurmadığından geçerli olacaktır. Somut olayda, davacı ..."a gönderilen ikinci ihtarname 31 gün çeken Ekim ayında tebliğ edilmiştir. Anılan madde hükmüne göre ortağa tanınması gereken süre bir ay olması gerekirken, davacının aleyhine sonuç doğuracak şekilde 30 günlük süre verilmesi nedeniyle bu ihtar geçersizdir.
Anasözleşmenin 14/2 nci maddesi hükmünde, parasal yükümlülüklerini 30 gün geciktiren ortaklara ihtarname gönderilmesi gerektiği belirtilmiştir. Davalı kooperatif tarafından davacılar ..., ... ve ..."a gönderilen 12.12.2000 tarihli birinci ihtarnamede Kasım 2000 ayı aidatı, davacı ..."a gönderilen 19.07.2000 tarihli birinci ihtarnamede Haziran 2000 ayı aidatı talep edilmiştir. Bu ihtarnameler, ödemesi 30 gün geciktirilmemiş aidat borcu da dahil edilerek düzenlenmiş olduğundan, anasözleşmenin 14/2. maddesine aykırı olup, ihraç kararına dayanak yapılmaz.
Bu durumda mahkemece bu gerekçelerle tüm davacılar ile ilgili ihraç kararlarının iptaline karar verilmesi gerekirken, aynı sonuca farklı gerekçelerle varılması isabetsiz ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK. nun 438/son maddesi gereğince değişik gerekçe ile onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan kararın değişik gerekçe ile ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.