1. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/5145 Karar No: 2009/7773
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/5145 Esas 2009/7773 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, paydaş oldukları taşınmazların imar uygulaması sonucu bedelsiz dönüştürüldüğünü ve daha sonra davalılar miras bırakanı adına tescil edildikten sonra muvazaalı olarak davalı Seher’e satış yoluyla temlik edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile eşit paylarla adlarına tescilini istediler. Mahkeme, çekişme konusu taşınmazlarda yapılan imar uygulamasına dair işlemin idari yargı yerinde iptal edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verdi. Ancak, kararın temyiz edilmesi sonucu Yargıtay, hukuki varlığı bulunmayan imar parseli üzerinden karar vermenin isabetsiz olduğunu ve dalga konusu parsellerin öncesini teşkil eden geometrik ve mülkiyet durumuna dönülmesi gerektiği kanaatindedir. Ayrıca, rüyet edilen diğer bir taşınmaz üzerindeki dava ile birleştirilmeden karar verilmesi de doğru değildir. Kararda, HUMK'nun 45. maddesi ve 428. maddesi belirtilmiştir.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacılar, kayden paydaşı bulundukları 501 ada 78 ve 83 parsel sayılı taşınmazlarda Gaziosmanpaşa Belediye Başkalığınca imar uygulaması yapılarak paylarının bedele dönüştürüldüğünü, yapılarının bulunduğu yerin 1772 ada 4 imar parseli olarak davalılar miras bırakanı adına tescil edildikten sonra muvazaalı olarak davalı Seher’e satış yoluyla temlik edildiğini, imar uygulamasına dair işlemin idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürüp tapu kaydının iptali ile eşit paylarla adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı Seher, dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, iyi niyetli olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar, yargılamaya katılmadıkları gibi davaya cevap da vermemişlerdir. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazlarda yapılan imar uygulamasına dair işlemin idari yargı yerinde iptal edildiği, davacıların taleplerini daralttıkları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, dahili davacılar ve davalı Seher tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Duruşma isteği dava değeri yönünden reddedildi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Asıl ve birleşen dava, kadastral mülkiyet ve geometrik durumunun ihyası isteğine ilişkindir. Mahkemece, davacılara imar parselinde pay verilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 501 ada 78 ve 83 parsel sayılı taşınmazlarda 1987 yılında Gaziosmanpaşa belediye Başkanlığınca 2981 sayılı yasa uyarınca imar uygulaması yapılarak davacıların anılan taşınmazlardaki paylarının bedele dönüştürüldüğü ve yapılarının bulunduğu alanların davalılar ve dava dışı şahıslar adına imar parselleri olarak tescil edildiği, anılan imar uygulamasının İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 08.12.1995 tarih, 1994/380 esas, 1995/1555 karar sayılı kararı ile iptal edilerek hükmün 23.02.1998 tarihinde kesinleştiği, daha sonra yeniden Gaziosmanpaşa Belediye encümeninin 08.10.1998 tarihli kararı ile aynı taşınmazlarda imar uygulaması yapılarak çekişme konusu 1772 ada 4 sayılı imar parselinde davacıların da paydaş kılındığı, ne var ki, bu imar uygulamasına dair encümen kararının da İstanbul 5.İdare Mahkemesinin 28.02. 2001 tarih, 1999/693 esas, 2001/198 karar sayılı ilamı ile iptaline karar verilerek hükmün kesinleştiği, böylece dava konusu taşınmazlardaki imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edilerek sicilin iptali gereken yolsuz tescil durumuna düştüğü, 2. imar uygulamasının sicile yansımadığı, taşınmazların ilk imar işlemi doğrultusunda davalılar miras bırakanı adına yazıldıktan sonra 29.03.1994 tarihinde mirasçı davalılar adına intikalinin yapılarak diğer davalı Seher’e satış yoluyla temlik edildiği ve dava konusu taşınmazın 1772 ada 4 sayılı imar parseli olarak anılan davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. O halde, istek gözetilerek çekişmeli taşınmazın öncesini teşkil eden 78 ve 83 parsellerin geometrik ve mülkiyet durumuna dönülmesi şeklinde karar verilmesi gerekirken hukuki varlığı bulunmayan imar parseli üzerinden yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan; aynı bütünden ifraz ile imar sonucu meydana gelen ve hakkında dava bulunduğu anlaşılan 1772 ada 8 sayılı parsel bakımından da rüyet edilen dava ile eldeki dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle HUMK.nun 45. maddesi hükmü gereğince birleştirilerek sonuca gidilmesinin düşünülmemesi de doğru olmadığı gibi dava konusu edilen parsel yerine 8 sayılı parsel üzerinden karar verilmesi de doğru değildir. Tarafların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 2.7.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.