Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 80 ayrı taşınmazın, 775 Sayılı Yasaya göre konut alanı olarak kullanılmak üzere davalı belediyeye devredildiğini, amacına uygun kullanılmadığını 775 Sayılı Yasanın 3/3 ve 11. maddesine göre geri alım koşullarının oluştuğunu, bir kısım taşınmazların kıyıda kaldığını, eski eser şerhi bulunduğunu, hakemde açtıkları, davanın genel mahkemede görülmesi gerektiği gerekçesiyle reddedildiğini ileri sürerek, tapuların iptali ile Hazine adına tescili isteğinde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, hakem sıfatıyla bakılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, hakem sıfatıyla bakılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosya içeriğinden, iddianın ileri sürülüş biçiminden davacı Hazine’nin aşamalardaki beyanlarından, Hazine tarafından 775 Sayılı Yasa uyarınca davalı belediyeye devredilen taşınmazların amacına uygun kullanılmadığı, geri alım koşullarının oluştuğu, taşınmazların bir kısmının özel mülke konu olamayacak nitelikte kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı ileri sürülerek, eldeki davanın açıldığı görülmektedir.
Bilindiği üzere; 29.6.1938 tarihli 3533 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince Umumi, Mülhak ve Hususi Bütçelerle idare edilen Daireler ve Belediyelerle sermayesinin tamamı Devlete veya Belediye veya Hususi idarelere ait Daire ve Müesseseler arasındaki ihtilafların tahkim yolu (hakem marifetiyle) ile çözümlenmesi gerekeceği muhakkaktır. Davadaki tarafların ise, anılan Yasanın 1. maddesinde belirtilen kuruluşlardan olduğu ve dava sebebinin taşınmazın aynına yönelik bulunduğu da sabittir. Nevar ki, 3.7.2003 tarihinde kabul edilip 19.7.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4916 Sayılı Yasanın 24. maddesi ile 3533 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmü değiştirilmiş, taşınmazın aynı ile ilgili ihtilaflar bu maddenin kapsamı dışına çıkarılarak çekişmelerin genel mahkemelerde çözüme kavuşturulacağı hükme bağlanmıştır. Görev kuralı; kamu düzeniyle ilgili olup, mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden (res’en) gözetilmesi gerekli bir usul kuralıdır.
Hal böyle olunca, ihtilafın taşınmazın aynına yönelik olduğu gözetilerek işin esası yönünden hükme yeterli bir araştırma yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 6.7.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.