Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 5 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümü, davalıdan aldığı paraya karşılık, teminat olarak satış göstermek suretiyle temlik ettiğine, buna ilişkin protokol düzenlediklerini, davalının taşınmazı iade etmediği ileri sürerek, tapunun iptal ve tescilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savumuştur.
Mahkemece, davacının dayandığı protokolun aslının ibraz edilemediği, fotokopi belgeye dayalı talebin geçerli kabul edilemeyeceğinden ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı ve davalı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 31.3.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden M... T... vekili Avukat N.T... Ç... ile yine temyiz eden vekili Avukat A... Ç... vekili Av.K... K... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacının kayden malik olduğu dava konusu 5 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümü 24.5.2006 tarihli akitle ve 54.500.-YTL bedelle davalıya satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Davacı, çekişmeli yeri, aldığı borca karşılık teminat olarak davalıya devrettiğini, taşınmazın iade edilmediğini ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır.
Mahkemece, davacının dayandığı fotokopi belgenin 5.2.1947 tarih 20/6 Sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklanan nitelikte yazılı belge sayılamayacağı gerekçesiyle, dava reddedilmişse de, eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen kayıt ve belgelerden eldeki davadaki iddialarla ilgili davacının şikayeti nedeniyle davalı aleyhine ceza davası açıldığı (2008/1037 E) anılan davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır.
O halde, Asliye Ceza Mahkemesi dava dosyasının sonucunun eldeki dava yönünden bekletici mesele yapılması varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının REDDİNE,19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davacı vekili için 625.00.-TL. duruşma avukatlık parasının karşı taraftan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 6.7.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.