Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacı-birleşen dava davalısı, Hacıbekirbey Şehbenderiye vakfına ait 42 ada 1 parseldeki, içerisinde cami ve 5 adet müştemilat bulunan taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında vakıflar müdürlüğü adına tapuya tescil edildiğini ileri sürerek, davalı adına olan tapunun iptali ile vakıfları adına tescil isteğinde bulunup, açılan karşı davanın da reddini savunmuştur.
Davalı-birleşen dava davacısı, açılan davanın reddini savunup, birleşen davasında, mülkiyeti İdareye ait çekişmeli taşınmazın davalı vakıf tarafından haklı neden olmaksızın kullanıldığı gerekçesiyle ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece, asıl davanın Kadastro Yasasının 12. maddesi gereğince reddine, birleşen davanın ise haksız el atmanın saptandığı gerekçesiyle kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı (birleşen dava davalısı Mülhak Hacıbekirbey Şehbenderiye Vakfı) tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, tapu iptali ve tescil birleşen dava tazminat isteğine ilişkindir.
Mahkemece, 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesi hükmü gözetilmek suretiyle iptal tescil isteğinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı Mülhak vakfın bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Ancak, birleşen davasında Vakıflar İdaresi, mülhak vakfın taşınmazı tasarruf etmesi ve kiraya vermesinden kaynaklanan tazminat isteğinde bulunmuştur. Bu istemini intifa hakkı bedeli olarak ifade etmiştir. Davalı (asıl davanın davacısı) vakfın taşınmazın mülkiyetine malik olan idare karşısındaki durumu taşınmazı haklı ve geçerli bir nedeni bulunmaksızın kiraya vermek suretiyle tasarruf edip, muaraza yaratan konumda bulunduğu, başka bir deyişle fuzuli şagil olduğu gözetildiğinde davadaki tazminat isteğinin taşınmazı zilyet eden kimsenin arsa malikine ödemekle yükümlü olduğu haksız işgal tazminatı niteliğindeki en azı kira bedeli en fazlası mahrum kalınan gelir kaybı olan ecrimisildir. Böylesi bir isteğin Borçlar Kanununun 126.maddesinde ve 25.05.1938 tarih 29/10 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere zaman aşımı süresi 5 yıldır. Birleşen dava ile istenilen ecrimisile davalı vakfın karşı çıktığına göre, HUMK.’nun 202.maddesinde belirtildiği gibi iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağının gerçekleştiği gözetilerek, davalı tarafın sorumlu tutulması, gerekli ecrimisilin geriye doğru 5 yıl için belirlenerek hüküm altına alınması gerekir. Ne var ki, mahkemece bu husus gözetilmediği gibi belirtilen süreye ilişkin olarak 9.823,90.-YTL tazminat talebinde bulunmuş, yıllara göre ne kadar, ne miktarda tazminat ve faiz isteğinde bulunduğunun açıklatılmamış olması da, isabetli değildir.
Hal böyle olunca dava tarihinden önceki 5 yıllık dönem için yıllara göre tazminat ve işlemiş faiz isteklerinin miktarlandırılması ve açıklanması için davacı Vakıflar İdaresine önel verilmesi, uzman bilirkişiden bu konuda ayrıntılı rapor alınması ve gerek tazminat, gerekse faiz isteği yönünden sonuçta belirlenecek meblağdan isteğe bağlı kalınarak davalının sorumlu tutulması gerekirken bilirkişi raporunda faiz hesabı yapılmadığı halde davacının dilekçesindeki tazminat ve faiz toplamı kadar tazminata hükmedilmesi de doğru değildir. Birleşen davanın davalısı Mülhak Vakfın bu yönlere değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.07.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.