Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, satın alma yoluyla edindiği 3199 ada 202 ve 203 parsel sayılı işyeri niteliğindeki taşınmazların yaklaşık 850 m2 lik kısmını davalıların tekstil işiyle uğraşmak suretiyle işgal ettiklerini ileri sürüp elatmanın önlenmesi ve ecrimisilin aylara göre işleyecek kademeli yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalılar, Ü... K..."ın harici satış sözleşmesi ile satın aldığı 202 ve 203 parsel üzerine fabrika binası inşa ettirdiğini, E..."ın babası Ü... tarafından yaptırılan binayı iyiniyetle kullandığını, Ü..."ın halen taşınmazı kullanmadığını, istenen ecrimisilin fahiş olduğunu bildirip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalıların davacıya ait taşınmaza elattıklarının sabit olduğu gerekçesiyle elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, ecrimisil ve faiz alacağının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 7.7.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vs. vekili Avukat O... K... İle temyiz edilen vekili Avukat Ü... Ş... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup, kayden davacıya ait 202 ve 203 parsel sayılı işyeri niteliğindeki taşınmazlara, davalı Ünal"ın diğer davalı Erhan"a kiraya vermek ve Erhan"ın da taşınmazı kullanmak suretiyle haklı ve geçerli bir nedenleri bulunmaksızın elattıkları belirlenerek elatmanın önlenmesine ve belirlenen ecrimisile karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu yöne değinen davalıların temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.
Ancak, davacı kademeli olarak faiz tahakkuk edilmek suretiyle ecrimisil isteğinde bulunmuş, mahkemece bu şekilde belirleme yapılarak ecrimisil hüküm altına alınmışsa da istek olmadığı halde HUMK"nun 74. maddesi gözardı edilerek, belirlenen ecrimisil miktarına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru olmadığı gibi davacının taşınmazı edinme tarihinden geriye doğru olan süre içinde belirlenen ecrimisil ve kademeli faiz tahakkuk ettirilmesi isabetsizdir.
Öte yandan, ecrimisilin reddedilen bölümü üzerinden davada vekille temsil edilen davalılar yararına Avukatlık Ücreti Asgari Tarifesi hükümleri uyarınca ücret takdir ve tayin edilmesi gerekirken az olacak şekilde vekalet ücretinin hüküm altına alınmış olması da isabetli değildir.
Öyle ise, davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan bu yönlere hasren HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 625.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 7.7.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.