Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/17721 Esas 2017/7432 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ..." nun olay tarihinde..... Bankası ....şubesi müdürü, diğer sanık ..."ın da aynı bankanın mikro .... portföy yönetmeni olarak görev yaptığı, katılan ..." in ise söz konusu şubenin müşterisi olup, ...Tic. Ünvanı ile ..... ilçesinde ticari faaliyette bulunup 25.06.2008 tarihinde 35.000 TL lik 02.02.2009 tarihinde ise 5.000 TL lik taksitli ticari kredi kullandığı, her iki kredi teklifinin banka görevlisi sanık ... tarafından hazırlanıp diğer sanık ... tarafından da onaylandığı, kullandırılan her iki krediye ilişkin sözleşme üzerinde borçlu sıfatıyla sadece katılan ..."in imzasının alındığı, 25.06.2008 tarihinde katılan ... tarafından 35.000 TL tutarındaki kredi sözleşmesi üzerine 02.02.2009 tarihinde katılan ...’in talep ettiği kredi sözleşmesine ait evraklar imzalanırken sadece 5.000 TL lik kredi sözleşmesine kefil olarak katılan ..."ın imza atması esnasında sanıkların hileli davranışlar sergileyerek bu kredi sözleşmesinin içine 25.06.2008 tarihinde alınan kredi sözleşmesine esas belgeleri de karıştırarak katılan ...’ın 35.000 TL lik kredi sözleşmesine de kefilmiş gibi gösterip imzalatarak geçmiş tarihte hazır edilen evraklarda katılan ...’ı kefil gibi gösterdikleri, böylelikle her iki sanığın da nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; ......Bankası’nın 22/01/2012 tarihli yazısına göre katılan ...’ın kefaletinin 02/02/2009 tarihinde tahsis edilen kredi ile sınırlı olduğu, sisteme girişinde bu şekilde yapıldığı, ancak; sistemsel kontrollerin yapılmasının atlanması nedeniyle katılan ...’ın yanlışlık sonucu tüm risklerden sorumlu olduğunun bildirildiği anlaşılmakla, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının somut olayda oluşmadığı ve sanıkların müsnet suçu işlediklerine dair mahkûmiyetlerine yeter derecede, kesin, inandırıcı ve her türlü şüpheden uzak delil elde edilemediği gerekçelerine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin atılı suçun unsurlarının oluştuğu ve suçun işlendiğinin sabit olduğu nedenlerine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 13/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.