Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/24251 Esas 2016/7290 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/24251
Karar No: 2016/7290

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/24251 Esas 2016/7290 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/24251 E.  ,  2016/7290 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Dava, menfi tespit ve takibin iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, menfi tespit talebinin yargılama şartı yokluğundan reddine, icra takibinin iptaline karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi ve dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu"ndan gönderilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.


    6100 sayılı Kanunun 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu hüküm altına alınmış olmakla, taraflarca ileri sürülmese bile görev değerlendirmesinin mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden yapılması gerekmektedir.
    İş Mahkemeleri 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106’ncı maddesi ile mülga 506 sayılı Kanunun 134"üncü maddesinde, bu Kanun uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.
    Somut olayda Mahkemenin görevini belirlerken, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hangi hukuki sebebe dayandığına bakmak gerekir.
    Dava, trafik-iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler ile ödenen cenaze yardımının, sürücü mirasçıları ve aracı zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında sigortalayan sigorta şirketinden tahsili için sürücü ve sigorta şirketi aleyhine başlatılan icra takibindeki borçtan sorumlu bulunmadıklarının tespiti ve ilgili takibin iptali istemine ilişkin olup, yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun
    26/2. maddesidir. Anılan düzenlemede, iş kazası veya meslek hastalığı, üçüncü bir kişinin kasıt veya kusuru yüzünden olmuşsa, Kurumca bütün sigorta yardımları yapılmakla beraber zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu edileceği yer almıştır.
    Hal böyle olunca, işbu davada, iş mahkemelerinin görevli olduğu gözetilmeksizin, işin esasına girilip yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Temyiz edilen hükmün, sair hususlar incelenmeksizin, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03.05.2016 günü oybirliği ile karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.