Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/19423 Esas 2017/7813 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/19423
Karar No: 2017/7813
Karar Tarihi: 20.03.2017

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/19423 Esas 2017/7813 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, bir taşıma görevi sırasında şirketin verdiği akaryakıt kartı ile kendisine ait olmayan bir araca toplam 130 litre benzin alıp para karşılığında sattığı gerekçesiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkum edilmiştir. Savunmasında suçlamayı kabul etmemiş ve başka bir firmanın şoförü ile mazotu yolda kaldığı için kullanmak istediği için satın aldığını iddia etmiştir.
Dosya incelendiğinde, sanığın zimmetlenmiş kartı yalnızca kendi aracında veya şirket yetkililerinin onayıyla başka araçlarda kullanma hakkı olduğu, 130 litre mazotu başkasına verdiği ve bedelini şirkete ödemediği gibi savcılık suçlamasının kabul edilebilir olduğu sonucuna varılmıştır.
Hüküm TCK'nın 155/2, 62, 52/2-4, 51 maddeleri uyarınca mahkumiyet kararı verilmiştir. Bu maddeler şu şekildedir:
- Madde 155/2: \"Hizmeti kötüye kullanmak suretiyle güveni kötüye kullanma\" suçu
- Madde 62: Hizmet kavramı
- Madde 52/2-4: Kurum veya işletmelerde kişilere verilen görev ve sorumlulukları kötüye kullanma
- Madde 51: Karşılıklı anlaşmaya veya kanuna dayalı bir görevi kötüye kullanma
15. Ceza Dairesi         2014/19423 E.  ,  2017/7813 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
    HÜKÜM : TCK.nun 155/2, 62, 52/2-4, 51 maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanığın katılan şirkette 08.11.2004-25.03.2010 tarihleri arasında tır şoförü olarak çalıştığı, olay tarihinde bir taşıma görevi nedeniyle sanığın kullandığı katılan şirkete ait tırla Almanya"da bulunduğu sırada ...."da bulunan bir yakıt istasyonunda, şirket tarafından kendisine işte kullanması için zimmetle verilen ....numaralı .....l akaryakıt kartı ile ..... plakalı yabancı bir araca ve bu araç içindeki bidonlara toplam 130 lt benzin alıp, bu benzinleri para karşılığında sattığının fotoğraf ve kamera kayıtlarından tespit edildiği, bu şekilde sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen olayda; dosya kapsamına göre sanığın iş sözleşmesi ve şoför taahhütnamesi ile yalnızca kendi aracında veya katılan şirketin yetkililerinin onayı ile başka araçlarda kullanmak üzere kendisine zimmetlenmiş kart ile 130 litre mazotu alıp başkasına vermekle ve bu mazotun bedelini katılan şirkete ödememekle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin sabit olduğu anlaşılmakla, bu gerekçeye dayanan mahkemenin kabulünde ve uygulamada bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafinin atılı suçun sabit olmadığı, suç kastının bulunmadığı nedenlerine dayanan temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 20/03/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI DÜŞÜNCE
    Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün, sanık savunmanı tarafından temyizi üzerine sayın çoğunluğun onamaya ilişkin kararı yerinde değildir. Şöyle ki;
    Sanık aşamalardaki değişmeyen ve tanık....tarafından doğrulanan savunmalarında özetle, başka bir firmanın şoförü olan ..... ile Almanya’da karşılaştığında ....’in aracının mazotunun çalınması nedeniyle yolda kaldığını, yardımcı olmasını istemesi üzerine yakındaki istasyona giderek 130 litre mazotu iki bidona doldurarak bir araçla ....’in aracının bulunduğu yere götürdüğünü, sonrasında da 130 litre mazot alıp kendi aracına yüklediklerini, iddia edildiği gibi çıkar sağlamadığını söylemiştir.
    Dosyada, sanığın olay tarihinde 130 litre mazot nedeniyle eksik kilometre yaptığına ilişkin bir araştırma bulunmamaktadır.
    ... Ceza Genel Kurulu, 04/04/2006 tarih, 2006/3-35 E, 2006/97 K sayılı ilamında da belirtildiği üzere “… ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” kuşkudan sanık yararlanır kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemez. Ceza mahkûmiyeti bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat teorikte olsa hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermektir. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir ihtimale değil, kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır.”
    Tüm bu anlatılanlar, dosya kapsamı, sanığın aşamalardaki savunmalarında suçlamayı kabul etmemesi, savunmasını doğrulayan tanık anlatımı, dosyada başkaca delilin bulunmaması birlikte değerlendirildiğinde, sanığın müsnet suçtan cezalandırılması için katılanın soyut beyanı dışında savunmasının aksine somut, şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilememesi ile şüpheden sanık yararlanır ilkesi nedeniyle beraatine karar verilmesi gerekçesiyle kurulan hükmün bozulması yerine, yerel mahkemenin dosya kapsamına uymayan yetersiz gerekçesine dayalı usul ve yasaya uygun olmayan kararının onanmasına dair sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.