Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, çekişme konusu 439 ada 2 parsel sayılı taşınmazın hükmen Dernek adına tescil edildiğini, buna rağmen davalıların kullanmaya devam ettiklerini, üzerine binalar yaptıklarını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
Davalı C., dava konusu taşınmazla ilgisinin bulunmadığını, dava dışı annesi K."ye ait binanın kiraya verilmesine ilişkin işlemleri annesine yardımcı olmak amacıyla ve onun adına yaptığını, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalılar, harici satın almaya dayalı olarak kadastrodan önce taşınmaz üzerine iyiniyetle binalar yaptıklarını, malik sıfatıyla kullandıklarını belirterek davanın reddi ile savunma yoluyla temliken tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Mahkemece, davacı derneğin mülkiyetinde bulunun çekişme konusu taşınmaza davalıların bina yapmak ve kullanmak suretiyle tecavüz ettiklerinin belirlendiği gerekçesiyle elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri yönünden davanın kabulüne, ecrimisil isteği bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; mahkemece, davalıların kayden davacıya ait çaplı taşınmazın ayrı ayrı bölümlerine yapılanmak suretiyle elattıkları belirlenerek elatmanın önlenmesine, yapıların yıkımına, hukuka uygun biçimde belirlenen ecrimisilin hüküm altına alınmasına karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacının tüm, davalıların öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ancak, davalılar H. A., R. A., A.A. ve H.C. aynı vekil ile davalı C. Ç.ise bir başka vekil ile davada temsil edilmişlerdir. Mahkemece, her bir davalının kullandığı yer belirlenerek, davalıların herbirinin ayrı ayrı ecrimisilden sorumlu tutulmasına karar verilmiş olmakla beraber reddedilen ecrimisil miktarı gözetilerek davada ayrı vekille temsil edilen davalılar yararına ayrı ayrı avukatlık ücreti tayin ve takdir edilerek hüküm altına alınması gerekirken, tek bir avukatlık ücreti tayini ile davacıdan alınarak davalılara verilmesi şeklinde hüküm kurulmuş olmasında isabet bulunmamaktadır.O halde, davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlere hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.05.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.