8. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/7825 Karar No: 2012/4145 Karar Tarihi: 14.05.2012
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/7825 Esas 2012/4145 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2011/7825 E. , 2012/4145 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Avanos Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 09.02.2011 gün ve 174/38 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, kadastro çalışmalarında yanlışlıkla Hazine adına tapuya tescil edilen dava konusu 234 ada 126 parselin yıllardır kullanımında olduğunu, babasından kaldığını, diğer mirasçılarla aralarında taksim sözleşmesi bulunduğunu açıklayarak Hazine adına bulunan tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, sebep bildirmeksizin davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne, Bozca Köyü 234 ada 126 parselin Hazineye ait tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; dava konusu 234 ada 126 nolu parsel; senetsizden, bağ niteliğiyle, 3540 m2 olarak, 27.02.2008 tarihinde, sahibi belirlenemediğinden, Hazine adına tespit görmüş ve itirazsız olarak 07.08.2008 tarihinde kesinleşmiştir. 06.07.2010 tarihi itibariyle çap kaydı davalı üzerindedir. Öte yandan davacı, dava konusu taşınmazın babasının zilyetliğinde iken ölümünden sonra kendisine intikal ettiğini bildirmiş olmasına ve 23.12.2010 tarihli keşifte taşınmaz başında dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıkları tarafından bu husus doğrulanmış bulunmasına rağmen çekişmeli taşınmazın davacıya intikal şekli üzerinde durulmamıştır. Bu açıklamaya göre; uyuşmazlık konusu taşınmazın, babasından davacıya devir şekli (taksim, bağış, satış v.s.) üzerinde durulması dava şartı bakımından önemlidir. Dava şartı, kamu düzeni ile ilgili olduğundan davacı tarafça ileri sürülmese dahi mahkemece; tereke adına dava açmayan ve taşınmazın babasından kaldığını ileri süren davacıdan bu devir hakkında açıklama istenmesi, taksim, bağış, satış vs. gibi nedenlerden birine dayanması durumunda, bu hususu kanıtlaması için süre ve imkan verilmesi, bundan sonra iddianın ileri sürülüş şekline göre, öncelikle dava şartı üzerinde durulması, çekişme konusu taşınmazın halen elbirliği mülkiyetinde olduğunun anlaşılması durumunda, davacı tereke adına dava açmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi, taşınmazın tereke malı olmadığının saptanması halinde şimdiki gibi davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu usuli eksiklik yerine getirilmeden yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin şimdilik belirtilen sebepten BOZULMASINA, 14.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.