Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/1667 Esas 2015/4805 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/1667
Karar No: 2015/4805
Karar Tarihi: 30.06.2015

Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/1667 Esas 2015/4805 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, hırsızlık suçundan mahkumiyet kararı verilen bir davada temyiz başvurusunu inceleyerek, sanığın malları almasının hırsızlık suçu olduğuna hükmetmiştir. Ancak, mahkeme sanığın alacaklarını tahsil etmek için hareket ettiğini belirtmiştir, bu da hırsızlık suçunun özel bir şeklidir ve 5237 sayılı yasanın 144/1-b maddesinde düzenlenmiştir. Mahkeme, takibin durdurulmasının borç ilişkisini sona erdirmemesi nedeniyle, sanığın hukuki durumunu belirlemek üzere icra dosyasının incelenmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Sonuçta, mahkeme eylemin hırsızlık suçu olarak nitelendirilmesinde herhangi bir usulsüzlük veya yasal hatanın olmadığı sonucuna varmış, ancak sanığın hukuki durumu hakkında yeterli bilgi sahibi olmadıklarından dolayı kararı bozmuştur. Kararda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 290/2. maddesi de belirtilmiştir: \"Muhafaza edilmek üzere başkasına resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle el konulmuş olan taşınır malın bu kişinin elinden rızası dışında alınması hâlinde hırsızlık suçu oluşur.\"
17. Ceza Dairesi         2015/1667 E.  ,  2015/4805 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet


    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Sanık ... "in, katılan ... "den 25.07.2005 tanzim ve 15.08.2005 vade tarihli 25.000 Tl bedelli senet ile alacaklı olduğu, bu alacağını tahsil amacıyla katılan hakkında Asliye Hukuk mahkemesinin, 22.08.2005 gün ve 2005/90 değişik iş sayılı ihtiyati haciz kararı ile, İcra Müdürlüğünün 2005/3537 sayılı dosyası ile takibe başladığı ve 23.08.2005 günü icra dosyasının borçlusu olan katılan ... "ye hacze gidildiği, çeşitli boy ve ebatlarda ve borç miktarını karşılamaya yetmeyen halı, paspas gibi malzemelerin haczedildiği, haczedilen malların kaldırılmasına karar verilerek takip dosyasının alacaklısı olan sanık ... "in çalışanı ..."e yediemin olarak bırakıldığı, yedieminlik yerinin ise alacaklı-sanık ... "in kullandığı dükkan olduğu, borçlu-katılan ... "nin ise takibe itiraz ettiği ve itirazı üzerine İcra Mahkemesinin 31.08.2005 gün ve 2005/173 değişik iş sayılı kararı ile takibin durmasına karar verdiği, durma kararı sonrası ise dosya takipten düştüğü için borçlu-katılan ... "nin malların iadesini talep ettiği, talep doğrultusunda yedieminlik adresine gidilerek malların alınmak istendiği ancak burada malların bulunmadığı, tarafsız tanık beyanlarınca doğrulanan yediemin ... "ın anlatımına göre malların sanık ... tarafından alındığı ve evine götürüldüğü, buradan da ... "in malları elden çıkarttığı olayda;
    Haczedilen malların 23.08.2005 tarihli tutanak ile yediemin olarak ... "a teslim edildiği, 5237 sayılı TCK"nın 290/2. maddesindeki “ Muhafaza edilmek üzere başkasına resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle el konulmuş olan taşınır malın bu kişinin elinden rızası dışında alınması hâlinde hırsızlık “ suçunun oluşacağı yönündeki açık düzenleme ve yedieminin, sanığın malları kendisinin izni olmaksızın götürdüğü yönündeki beyanı karşısında; sanığın eyleminin hırsızlık suçu olarak nitelendirilmesinde usül ve yasaya aykırılık bulunmamakla birlikte; sanığın alacağını tahsil kastıyla hareket ederek bu suçu işlemesinin hırsızlık suçunun özel bir hali olarak 5237 sayılı yasanın 144/1-b maddesinde düzenlendiği gözönüne alındığında; Katılanın itirazı üzerine takibin durmasına karar verilmiş ise de, takibin durdurulmasının borç ilişkisini sona erdiren niteliği bulunmadığından öncelikle İcra Müdürlüğünün 2005/3537 sayılı icra dosyası ile İcra Mahkemesinin 2005/173 değişik iş sayısı dosyanının getirtilip incelenerek, denetime olanak sağlaması bakımından bir örneğinin dosyi içerisine alınması ve malların sanık tarafından alındığı tarih ile bu tarihte sanığın katılandan alacağı bulunup bulunmadığı saptanarak sanığın alacaklı olduğu inancıyla malları alıp almadığı da değerlendirildikten sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."nun temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza bakımından kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 30.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.