Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/186 Esas 2013/372 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/186
Karar No: 2013/372
Karar Tarihi: 17.01.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/186 Esas 2013/372 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, oğluna bedelsiz olarak devrettiği çekişmeli bağımsız bölümün satışının gerçek olmadığını ileri sürerek tapu iptalini ve tescilini talep etmiştir. Mahkeme, davanın redine karar vermiştir. Ancak kabul beyanı ile davaya son verilebildiği, davanın kamuya açık olmayan niteliği ve ilgili olmayan kişilerin haklarını etkilememesi sebebiyle davalının kabul beyanının değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle mahkemenin davanın reddine karar vermesi yanlıştır. Karar, 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi gereğince bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
- HMK'nun 308/2. maddesi: \"Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.\"
- HMK'nun 309/2. maddesi: \"Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.\"
- HMK'nun 311. maddesi: \"Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.\"
- 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi: Yürürlükteki kanunlarda yer alan eski hükümler, bu kanuna göre uygulanmaya devam edilecektir.
- 1086 sayılı HUMK'nın 428
1. Hukuk Dairesi         2013/186 E.  ,  2013/372 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SİVAS 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 27/09/2012
    NUMARASI : 2011/571-2012/358

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece  davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,  Tetkik Hakimi ..raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava, taraf muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın redine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden,  4 parsel sayılı taşınmazdaki davaya konu 3 numaralı bağımsız bölümün davacı adına kayıtlı iken 19.04.2011 tarihinde satış yoluyla davacının oğlu olan davalıya devredildiği, taşınmaz kaydı üzerine satıştan sonra 13.06.2011 tarihinde haciz şerhi konulduğu görülmektedir.
    Davacı, çekişmeli bağımsız bölümü davalı oğluna bedelsiz devrettiğini, satışın gerçek olmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmış; davalı ise davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
    Bilindiği üzere kabul, davaya son veren taraf işlemlerinden olup; HMK."nun 308/2. maddesinde, "Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur."; 309/2. maddesinde, "Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir." ve 311. maddesinde; "Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur." düzenlemelerine yer verilmiştir.
    Eldeki dava, niteliği itibariyle kamu düzeni ile ilgili bulunmadığına ve davada taraf olmayan kişilerin haklarını etkilemeye yönelik bir istek de içermediğine göre, yukarıdaki düzenlemeler gözetilmek suretiyle davalının kabul beyanına değer verilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca, davanın kabul edilmesi yerine reddedilmesi doğru değildir.
    Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.