Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/14593 Esas 2020/251 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14593
Karar No: 2020/251
Karar Tarihi: 20.01.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/14593 Esas 2020/251 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/14593 E.  ,  2020/251 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil,tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukusal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan babası ...’in ... parsel sayılı taşınmazını davalı oğluna satış suretiyle devrettiğini, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, taşınmazı bedeli karşılığı satın aldığını ve taşınmaz üzerindeki binayı kendisinin inşa ettiğini, mirasbırakanın felç geçirerek son iki yıl yatalak olduğunu, bu dönemde ve öncesinde mirasbırakanın tüm bakımı ve ihtiyaçları ile kendisinin ilgilendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, muvazaa yönünden iddiaların ispatlanamadığı, tenkis talebi yönünden hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden;1333 doğumlu mirasbırakan ...’in 31.05.2002 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak davacı oğlu ...n , davalı oğlu ... ile dava dışı kızları ..., ... ve ...’nin kaldığı, mirasbırakan ...’in ... parsel sayılı 406 m2 miktarlı arsa vasıflı taşınmazını 2.11.1992 tarihinde davalı oğlu ...’ye satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi için, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanması gerekir. HMK"nun 27. maddesi uluslararası sözleşmeler ve Anayasanın 36. maddesiyle en temel yargısal hak olarak kabul edilen hukuki dinlenilme hakkı gözetilerek, mahkeme, tarafları dinlemeden, onların iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usûlüne uygun olarak davet etmeden, açıklama ve ispat haklarını kullanmalarını sağlamadan hükmünü veremez. Hukuk Muhakemeleri Kanunu 240. maddesinde ifade edildiği üzere, tanık gösteren taraf, tanık dinletmek istediği vakıayı ve dinlenilmesi istenen tanıkların adı ve soyadı ile tebliğe elverişli adreslerini içeren listeyi mahkemeye sunar.
    Somut olayda davacı taraf delil listesinde tanık deliline dayanmış ancak mahkemece davacı tarafa tanık listesi vermek üzere süre verilmemiştir.
    Hâl böyle olunca; davacı tarafa tanık dinletmek istediği vakıayı ve dinlenilmesi istenen tanıkların adı ve soyadı ile tebliğe elverişli adreslerini içeren listeyi sunması için süre verilmesi, tanık bildirdiği takdirde dinlenilmesi, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacının değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.