Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/5237 Esas 2020/847 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/5237
Karar No: 2020/847

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/5237 Esas 2020/847 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından verilen 2019/5237 E. ve 2020/847 K. sayılı boşanma davası kararında, Türk Medeni Kanunu'nun 166/4. maddesi gereği boşanma sebebiyle açılan davanın reddedilmesinin ve bu kararın üç yıl süresince ortak hayatın yeniden kurulamaması halinde evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına hükmedilmesi kararı istinaf aşamasında davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davalı kadının tedbir nafakası davasında ortak hayatın yeniden kurulmadığına dair anlatımları delillerle ispatlanamamıştır. Bu nedenle, bölge adliye mahkemesinin kararı bozulmuş ve davacı erkeğin davası kabul edilmiş ve boşanmalarına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 166/4. maddesi.
2. Hukuk Dairesi         2019/5237 E.  ,  2020/847 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    Taraflar arasında görülen Türk Medeni Kanunu"nun 166/4. maddesine dayanan boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davacı erkek tarafından tamamı yönünden, davalı kadın tarafından tedbir nafakasının miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesi tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar vermiştir. Bölge adliye mahkemesinin kararı davacı erkek tarafından temyiz edilmiştir.
    Türk Medeni Kanunu"nun 166/4. maddesine göre, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanma kararı verilir. Ret kararının kesinleşmesinden başlayarak geçen üç yıl zarfında ortak hayatın yeniden kurulmuş olduğunun kabul edilebilmesi için, tarafların bu amaçla bir araya gelmiş ve birlikte yaşamış olmaları, evlilik birliğinin amacına uygun olarak tesis edilmiş olması, bu hususların delilerle ispatlanmış bulunması gerekir.
    Davacı erkek tarafından daha önce açılan boşanma davası reddedilmiş, karar 14/05/2012 tarihinde kesinleşmiş; Türk Medeni Kanunu"nun 166/4. maddesine dayalı işbu dava ise 09/07/2015 tarihinde açılmıştır. Tarafların ilk boşanma davasının reddinden sonra biraraya geldiklerini ve ortak yaşamın yeniden kurulduğunu ispat yükü davalı kadındadır.
    Davalı kadın, 15/08/2013 tarihinde tedbir nafakası davası açmış ve dava Antalya 4. Aile Mahkemesinin 2013/698 esas ve 2014/453 karar sayılı kararı ile reddedilmiştir. Davalı kadın, ayrı yaşamakta haklı olduğundan bahisle, kararı 05/08/2014 tarihinde temyiz etmiş ve karar Yargıtay tarafından onanarak 21/11/2015 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı erkek tanıkları tarafların ilk boşanma davasından sonra biraraya gelmediklerini anlatmışlardır. Davalı kadın tanıklardan oğlu Bülent tedbir nafakası davasındaki 14/02/2014 tarihli anlatımında tarafların bir araya gelmediğini belirtmiştir. Davalı kadın da tedbir nafakası davasındaki ilk derece mahkemesi kararını 05/08/2014 tarihli dilekçeyle temyiz ederek, fiilen ayrı yaşadıklarını ve ayrı yaşamakta haklı olduğunu ileri sürmüştür. Dosya kapsamında dinlenen davalı kadın tanıklarının anlatımları tarafların bir araya geldiklerini söyledikleri dönem itibariyle birbiri ile çelişkilidir. Davalı kadın tanık dışında başka bir delile dayanmamış ve tanık anlatımları ile ortak yaşamın yeniden kurulduğu ispatlanamamıştır. Bu durumda, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve kararın bozulmasını gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 06.02.2020 (Prş.)








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.