1. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/1638 Karar No: 2013/2056 Karar Tarihi: 15.02.2013
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/1638 Esas 2013/2056 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi istemiyle dava açmıştır. Ancak mahkeme, taşınmazın dava tarihinde davacı adına kayıtlı olmadığı gerekçesiyle dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar vermiştir. Dosya incelendiğinde, çekişmeli taşınmazın daha önce davacı adına tescil edildiği ancak sicilde bu değişikliğin yapılmadığı ve taşınmazın hala başka bir kişinin adına kayıtlı olduğu görülmüştür. Bu nedenle, öncelikle tescil değişikliğinin yapılması gerekmektedir. Kararın dayandığı kanun maddeleri şunlardır: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi.
Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, mülkiyet hakkına dayalı çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın dava tarihinde ve halen davacı adına kayıtlı bulunmadığı gerekçesiyle dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, İzmir 1. Aile Mahkemesi"nin 2004/1370-1858 esas ve karar sayılı davasında çekişmeli 6193 ada 1 parselde bulunan 7 nolu bağımsız bölümün davacı adına tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek 27.04.2006 tarihinde kesinleştiği, ancak sicile yansıtılmadığı, anılan taşınmazın halen dava dışı K.T. adına kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, 2004/1370-1858 esas ve karar sayılı davada verilen karar infaz edilmediği sürece, "çap iptale kadar geçerlidir" kuralı gereği dava dışı K.T. adına bulunan mevcut kaydın sicildeki varlığını koruduğu açıktır. Hal böyle olunca, Yargıtay HGK."nun 2005/8-22 esas, 2005/64 karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, uyuşmazlığın sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilmesi ve davanın görülebilir bir nitelik kazanması yönünden gerçek mülkiyet durumunun sicile yansıtılması, başka bir deyişle, 2004/1370-1858 sayılı kararın infazının sağlanması bakımından davacıya önel tanınması, ondan sonra işin esasının değerlendirilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.