17. Ceza Dairesi 2015/156 E. , 2015/58 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜMLÜ : ..., Sezai KÜLEKÇE
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Hükümlü Sezai Külekçi müdafiinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulu"nun 18.03.2008 günlü 2008/9-7-56 ve 13.05.2008 günlü 2008/10-101-113 sayılı kararlarında açıklandığı üzere, 1412 sayılı CMUK"un 138., 141. ve 5271 sayılı CMK"nın 149. ve 150. maddeleri uyarınca, şüpheli veya hükümlü soruşturma ve kovuşturmanın her evresinde müdafii talep edebileceği gibi şüpheli veya hükümlü on sekiz yaşını doldurmamış ya da sağır, dilsiz veya kendini savunamayacak durumda malul olursa istemi aranmaksızın müdafii atanacağı, baroca istem halinde veya Yasa gereği zorunlu olarak atanan müdafiin görevinin hükmün kesinleşmesiyle son bulduğu, kendisine zorunlu müdafii atandığından hükümlünün haberdar edilmediği durumlarda, zorunlu savunmana yapılan tefhim veya tebliğin kendisine bağlanan hukuki sonuçları doğurmayacağı, bu durumda zorunlu müdafii, hükümlünün lehine gibi görünen bazı işlemler yapmış olsa da; örneğin temyiz dilekçesi vermiş olsa dahi, hükmün, hükümlünün kendisine de tebliğ edilmesi ve hükümlü tarafından temyiz dilekçesinin verilmesi halinde, temyiz isteminin kabul edilmesi gerektiği, incelemeye konu dosyada ise; hükümlüler ... ve ...hakkında tesis edilen 11.9.2002 tarihli ilk karar kesinleşmesine rağmen, aynı dosyada yargılanan suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz talebi üzerine hükmün bozulduğu ve bozma ilamı sonrası sonrası hükümlüler ... ve..."de yargılamaya katılarak 5.12.2007 tarihli karar verildiği, verilen bu kararın bozma sonrası devam olunan yargılama aşamasında atanan zorunlu müdafii Av. ... "ya tebliğ edildiği, hükümlü Sezai Külekçi"nin bu durumdan haberdar olmadığı ve hükmün de müdafii Av. .... tarafından 13.2.2008 tarihinde temyiz edildiği, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 19.7.2011 tarih 2011/35632 Karar sayılı iade kararı sonrası, yöntemine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliğ edildiği, hükümlü Sezai Külekçi"nin yasal sürede temyiz talebinde bulunmadığı gibi, hükümlü müdafiinin temyiz talebine onay verdiğine dair herhangi bir başvurusunun da bulunmaması nedeniyle, hükümlü ... müdafiinin talep olmadan hükmü temyiz etmeye hakkı bulunmadığından, temyiz talebinin CMUK"nun 317. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak REDDİNE,
II-Hükümlü ... ve müdafiinin temyiz taleplerinin incelenmesine gelince;
Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 3.2.2005 tarih 2005/876 Karar sayılı bozma ilamı sonrası devam olunan yargılama aşamasında hükümlü ..."a zorunlu müdafii tayin edildiği, 5.12.2007 tarihli kararın hükümlü müdafii Av. ..."ya tebliğ edildiği, hükümlünün bu durumdan haberdar olmaması ve hükmün de müdafii Av. ... tarafından 13.2.2008 tarihinde temyiz talebi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 19.7.2011 tarih 2011/35632 Karar sayılı iade kararı sonrası, yöntemine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliğ edildiği hükümlü ..."ın, yasal sürede temyiz talebinde bulunduğu, hükümlünün, her ne kadar müdafiinin temyiz talebine açıkça muvafakat ettiğine dair bir beyanı yok ise de, hükmü temyiz etmekle, müdafiinin temyizine katılma yolunda iradesini açıkladığının anlaşılması karşısında, hükümlü lehine yorumla, hükümlü ... ve hükümlü müdafii Av. ..."nun temyiz taleplerinin geçerli olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Hükümlü ... hakkında kurulan 11.9.2002 gün ve 2002/468 Karar sayılı önceki hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiğinin anlaşılması karşısında; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.09.2007 günlü, 2007/125-186 sayılı kararında açıklandığı gibi, adı geçen hükümlü hakkındaki temyiz edilmeksizin kesinleşen ilk hüküm ancak, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren yasalar yönünden uyarlama yargısının konusu olabilir ve genel yargı ile uyarlama yargısı birlikte yürütülemez.
Hükümlü hakkındaki kararın kesinleşmesinden sonra, aynı dosyada yargılanan suça sürüklenen çocuk ... müdafii tarafından temyiz edilmesi ve Yargıtay 6. Ceza Dairesi tarafından suça sürüklenen çocuk Mehmet yönünden hükmün bozulması üzerine, hakkında hüküm kesinleşmiş olan ..."ın tekrar yargılama sürecine dahil edilerek, ikinci hükmün kurulduğu anlaşılmaktadır. Ancak ilk hükmü temyiz etmeyen hükümlü ..."ın sonraki hükmü de temyiz etme hakkı bulunmadığından, kurulan bu ikinci hüküm, hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğundan, hukuken varlık kazanmayan bir kararın temyiz davasına konu edilmesi de mümkün değildir.
Bu nedenlerle, ... hakkında yeniden kurulan 5.12.2007 tarihli ikinci hükme yönelik, hükümlü ve müdafiinin konusu bulunmayan temyiz itirazlarının 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE, 5252 sayılı Kanun’un 9/3. maddesine göre, gereğinin takdiri yönünden, mahkemesine gönderilmesi için dosyanın incelenmeden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 31.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.