Hırsızlık - Kimliği hakkında yalan beyanda bulunma - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/465 Esas 2015/443 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/465
Karar No: 2015/443
Karar Tarihi: 07.04.2015

Hırsızlık - Kimliği hakkında yalan beyanda bulunma - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/465 Esas 2015/443 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda, sanığın hırsızlık suçundan mahkumiyeti ve başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan kurulan hükmün, zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verildiği söyleniyor. Ancak, sanığın kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, sanığın velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinden cezanın infazı tamamlanana kadar yoksun bırakılması gerektiği vurgulanıyor. Bu durumda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılması gerektiği belirtiliyor.
17. Ceza Dairesi         2015/465 E.  ,  2015/443 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık, Kimliği hakkında yalan beyanda bulunma
    HÜKÜM : Mahkumiyet


    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Sanığın hırsızlık suçundan kurulan hükmün yapılan temyiz incelemesinde;
    Suç tarihinin karar başlığında 09.06.2003 yerine, 06.06.2004 olarak gösterilmesi, maddi hata kabul edilerek yerinde düzeltilmesi olanaklı görülmüştür.
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye, uyulan bozmaya ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “53. maddenin uygulanmasına ” ilişkin bölüm çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesi yazılmak suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    2-Sanığın başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan kurulan hükmün yapılan incelemesinde;
    Suçun işlendiği tarih olan 09.06.2003 ile inceleme tarihi arasında sanık hakkında uygulanan ve zamanaşımı süresi bakımından lehe olan 765 sayılı TCK"nın 343/2. maddesinde öngörülen cezanın tür ve süresine göre aynı Yasanın 102/4, 104/2.maddelerinde yazılı 7 yıl 6 aylık sürenin geçmiş bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 Sayılı Yasanın 8/1.maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 07.04.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.