23. Hukuk Dairesi 2011/3366 E. , 2012/1523 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı kooperatif temsilcileri ve vekili, davalının, 2008 ve 2007 yılından önceki döneme ilişkin borcunun bulunduğunu ileri sürerek, 5000,00 TL asıl, ... verilerine göre %5 faizi ile toplam 12.000,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı, açılan davayı kabul etmediğini, sadece 2007 yılından 170 saat kullanılan su borcunun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kooperatif sulama cetvellerinin ne şekilde tutulduğunun tespit edilememesi nedeniyle bu kayıtlara itibar edilemeyeceği, davacının davayı kısmen kabulü doğrultusunda borcunun bulunduğu gerekçesiyle, davanın 1.511,48 TL alacak ve yasal faizi yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1) 5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19. maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2011 yılı için 1.540,00 TL dir. Dava dilekçesinde, 5.000,00 TL asıl alacak ve faizi olmak üzere, toplam 12.000,00 TL alacak istenilmiş olup, mahkemece, 1.511,48 TL asıl alacak ve faiz alacağının tahsiline karar verilmiştir. Davalı aleyhine kabul edilen kısım, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı cihetle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2) Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden;
Dava, kooperatif alacağının tahsili istemine ilişkindir. Dava konusu edilen 2007 yılına ait sulama borcu davalı tarafça kabul edilip, 1999 ve 2006 yıllarına ilişkin borcun bulunmadığı savunulduğuna göre, davalının bu dönemlerde tarlasını sulayıp sulamadığı, sulamış ise bu dönemlere ilişkin borcunu ödeyip ödemediği hususları açıklığa kavuşturulup, gerekirse mahallinde uzman bilirkişi aracılığıyla keşif icra edilerek, ürün cinsine göre ne kadar su kullanılabileceği belirlenip, kooperatifçe tutulan sulama cetvelleriyle de karşılaştırılarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kooperatife ait sulama cetvellerine itibar edilmeyerek hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde taraflara iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.