10. Hukuk Dairesi 2015/23293 E. , 2016/1847 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Tarihi :01.10.2015
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, tarafların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalıların vekillerinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemece, rücu davasının yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 26. maddesindeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasa Mahkemesinin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrası oluşan hukuksal durum nazara alınarak hüküm kurulmuş ise de, davalıların kusuruna isabet eden zarar miktarının belirlenmesinde, Kurumca sigortalıya ödenen sosyal yardım zammının ilk peşin sermaye değeri nazara alınmayarak, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
3- 31.12.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13. maddesinde “(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin
./..
İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” hükmüne yer verilmiş olup incelemesi yapılan davada, hüküm altına alınan tazminat tutarı ve anılan hüküm gözetilerek, avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ:Hüküm fıkrasının 1. paragrafının 3. bendinin silinerek yerine “3- 401,52 TL. sosyal yardım zammının onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,” sözcüklerinin yazılmasına, 2. paragraftaki, “118,67 ve 157,11” rakamlarının silinerek yerine sırasıyla “146,10” ve “129,68” rakamlarının yazılmasına, 3. paragraftaki “500,00” rakamlarının silinerek yerine “1500,00” rakamlarının yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalılardan alınmasına, 15.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.