14. Hukuk Dairesi 2016/13330 E. , 2020/1393 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13/02/2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11/02/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, 3327 ada 20 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar temyiz etmiştir.
Paydaşlığın giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya bir kaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK’nın 27. maddesi hükmü uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Tebligat Kanununun 35. maddesinin; birinci ve ikinci fıkralarında, gerçek kişilerle ilgili olarak, muhatabın kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmasından sonra, eğer bu kişi adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecbur olduğu; adresini değiştiren kişinin yeni adres bildirmemesi ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese ait binanın kapısına asılacağı ve asılma tarihinin tebliğ tarihi sayılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazda paydaş olduğu görülen ..., ..., ..., ...’in davaya dahil edilmediği, paydaşlardan ...’in ölü olduğu mirasçıları olan ..., ..., ..., ...’ın davaya dahil edilmediği, paydaşlardan ...’ın ölü olduğu mirasçıları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...’ın davaya dahil edilmediği; dava dilekçesi davalılar ..., ..., ...’ya Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş ise de daha önce usulüne uygun tebliğ yapılmadan Tebligat Kanununun 35. maddesine göre yapılan tebligatın usulsüz olduğu; ...,.... isimli şahısların ise karar tarihinden sonra dava konusu taşınmazdan pay edindiği anlaşıldığından adı geçenlerin sağ iseler kendilerinin, ölü iseler ibraz ettirilecek mirasçılık belgesine göre tespit edilecek mirasçılarının davaya dahil edilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına yönelik bir hüküm kurulması gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın yargılama devam olunarak karar verilmesi, hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 06.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.