8. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/19477 Karar No: 2014/10402 Karar Tarihi: 22.05.2014
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/19477 Esas 2014/10402 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2013/19477 E. , 2014/10402 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kırşehir İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 29/05/2013 NUMARASI : 2013/45-2013/76
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Alacaklı vekilinin temyiz isteğinin harçlandırılmadığından reddine, İcra takibinin dayanağı Kırşehir l.Asliye (İş ) Hukuk Mahkemesi’nin 28.02.2013 tarih, 2010/250 Esas, 2013/ 92 Karar sayılı ilamında, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağının tahsiline karar verilmiştir. Borçlu kararda brüt olarak belirlenen alacaklardan kesilmesi gereken vergi ve sigorta primlerinin düşülmesinden sonra kalan net miktarı için takip yapılabileceğini, brüt olarak hükmedilen alacağın nete çevrilmeden takibe konulduğunu, bu nedenle faizin de fazla hesaplandığından bahisle takibin kısmen iptalini istemiştir. Mahkemece, borçlunun itirazlarının dayanak ilamın temyizine konu edilebileceği, İcra Mahkemesi"nce bu talepler hakkında karar verilemeyeceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi üzerine, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu"nun 94, 61, 103 ve 104. maddeleri gereğince; ücretten kesilmesi gereken vergiler ve sigorta primlerinin, ilgili kamu idaresine ödenmesi zorunluluğu borçlu işverene aittir. Bir başka anlatımla; ilamda açıkça net alacağa hükmedilmemiş ise hükmedilen alacak brüt kabul edilir. Alacaklı ilam konusu bedelden bu kesintilerin düşülmesinden sonra kalan net miktar için ilamlı takip yapabilir. Bu durumda Mahkemece ilamda hükmedilen alacak kalemleri için net açıklaması bulunmadığına ve brüt olarak hükmedildiği belirtildiğine göre, anılan yasal düzenlemeler de nazara alınarak, bilirkişi aracılığıyla hesaplama yaptırılarak oluşacak sonuca göre şikayet hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 22.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.