8. Hukuk Dairesi 2017/9167 E. , 2019/3802 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Soybağının Reddi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacılar ... ve ... dava dilekçesinde, babaları ... ile aralarındaki soybağının ayrı ayrı kaldırılmasına karar verilmesini istemiş; Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına dair verilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1.TMK"nin 426/2. maddesi gereğince bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa ilgilinin isteği veya re"sen küçüğe veya kısıtlıya vesayet makamınca kayyım atanır. Ümraniye 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/1756-2013/77 sayılı kararı ile davacılardan ... davalı ..."a vasi olarak atandığına ve vasi ile kısıtlının menfaati dava nedeniyle çatıştığına göre, mahkemece kısıtlıya kayyım tayin ettirilip davanın kayyıma yöneltilmesinden, gösterdiği takdirde delillerinin toplanmasından sonra karar verilmesi gerekirken, re"sen gözetilmesi gereken bu husus nazara alınmadan, taraf teşkili sağlanmadan ve davalıya davayı takip etme imkanı tanınmadan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2.Kabule göre de,
HMK"nin hukuki dinlenme hakkı başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Hukuki dinlenme hakkının gereği olarak, tarafların usulüne uygun olarak duruşmaya çağrılmadan hüküm verilememesi, Anayasa"nın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur. Aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının da en önemli unsurudur. Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasası"nın 36. maddesi ile 6100 sayılı HMK"nin 27. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davanın tarafları, dinlenmek, iddia ve savunmaları alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasa"nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.
Yukarıya alınan yasal düzenlemeler ve kısa açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, davacı ..."ın dava dilekçesinde bildirdiği adrese çıkarılan duruşma davetiyesinin tebliğ edilmeksizin iade dönmesine karşın Mahkemece adres araştırması yaptırılmadığı; duruşma davetiyesi, gerekçeli karar ve temyiz dilekçesi diğer davacı ..."ın bilinen son adresine teblige çıkartılmadan ve gerekli adres araştırmaları yapılmadan, doğrudan mernis adresi şerhiyle mernis adresine tebligat yapıldığı, buna göre, davacıların usulüne uygun olarak duruşmaya davet edilmeksizin davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, HUMK"un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 08.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.