2. Ceza Dairesi Esas No: 2012/7767 Karar No: 2013/29769 Karar Tarihi: 12.12.2013
Hakaret - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2012/7767 Esas 2013/29769 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bakırköy 8. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilen ve Ceza Dairesi tarafından incelenen bir davada, sanık kamu görevlisine karşı hakaret suçu ile suçlanmıştır. Mahkeme, sanığın suçlu olduğuna karar vermiş, ancak verilen hapis cezasında yasal ve yeterli gerekçelerin gösterilmemesi ve açıklanması için hükmün geri bırakılması konusunda kararsız kalmıştır. Kanun maddeleri olarak, dava 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/1. ve 3-a maddelerinde düzenlenen hakaret suçuyla ilgilidir. Ayrıca, mahkemenin hapis cezası ve adli para cezası arasında seçim yaparken yeterli gerekçeler göstermesi gerektiği ve sanığın kişilik özellikleri ve tutumu gibi faktörlerin de dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi de hükümde açıklanmalıdır.
2. Ceza Dairesi 2012/7767 E. , 2013/29769 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 4 - 2010/15858 MAHKEMESİ : Bakırköy 8. Sulh Ceza Mahkemesi TARİHİ : 20/05/2009 NUMARASI : 2007/893 (E) ve 2009/358 (K) SUÇ : Hakaret
Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Oluşa ve dosya içeriğine göre mahkemenin suç vasfına ilişkin kabulünde isabetsizlik görülmemiş olduğundan tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak, 1-Ceza yasasında, hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece, öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli, daha sonra ise alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir. Somut olayda sanığa yüklenen suç kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCY.nın 125/1. maddesinde hapis ve adli para cezası olarak öngörülen seçenekli yaptırım, aynı maddenin 3-a fıkrasında yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığından, kamu görevlisine karşı hakaret suçundan, seçenekli yaptırımlardan neden hapis ya da adli para cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırları arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi, 2- Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde dikkate alınacak zararda, mahkemece kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların esas alınması, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, olayda katılanın tazminat talebinde bulunmadığı, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde sanığa atılı suçtan doğan herhangi bir maddi zararın da bulunmadığı ve kayden sabıkasız olduğu anlaşılan sanık hakkında, 5271 sayılı CMK.nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde takdirin gerekçelerinin kararda gösterilmesi gerekirken, “Sanık suç tarihi itibari ile sabıkasız ise de katılanın uğradığı zararların karşılanmamış olması ve karşılanma olasılığının da bulunmaması, şikayetinin devam etmesi ve sanık hakkında verilen hürriyeti bağlayıcı ceza seçenek yaptırıma çevrilmiş olmakla” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 3-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nun 125/1-3a maddesinde hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü, aynı kanunun 50/2. maddesi uyarınca hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde hapis cezasına hükmedilmişse, bu cezanın artık adli para cezasına çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş sanık müdafii"nin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 12/12/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.