Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/1959 Esas 2009/3535 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/1959
Karar No: 2009/3535
Karar Tarihi: 23.3.2009

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/1959 Esas 2009/3535 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2009/1959 E.  ,  2009/3535 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SİLİVRİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,
    TARİHİ : 03/07/2007
    NUMARASI : 2006/277-2007/359

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, davalılar adına kayıtlı 229 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile terkin isteminde bulunmuştur.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalılar vekili tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma istemi değerden reddedilerek, gereği görüşülüp düşünüldü.
                                                                                           KARAR-
    Dava, çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptal ve sicilin kütükten terkini isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitinin 08.02.1972 tarihinde yapıldığı, 27.12.1972 tarihinde kesinleştiği ve davanın 25.03.2005 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
    Her nekadar nizalı taşınmazın kıyı-kenar çizgisi içinde kalan bölümü devletin hüküm ve tasarrufu altında ve kamu malı niteliğinde özel mülkiyete konu olamayacak (Anayasanın 43, 3402 Sayılı kadastro Yasasının 16/C maddesi gereğince) yerlerden olduğu keşfen saptanmış ise de; 25.2.2009 tarihinde kabul edilip 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile 3402 Sayılı Yasanın 12. maddesinin 3. Fıkrasına eklenen " bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet ve diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır" ve 3. maddesi ile eklenen geçici 10. maddesinin " bu kanunun 12. maddesinin 3. fıkrası hükmü devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır" şeklindeki hükmü gözetildiğinde kadastro tespitinin kesinleştiği tarih olan 10.12.1952 ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 Sayılı Yasanın 12. maddesinde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu sabittir.
    Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince davanın hak düşürücü süreden dolayı reddine karar verilmesi bakımından karar bozulmalıdır. Öyleyse, davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.