Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 350 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 6.katında bulunan dubleks dairesini davalı annesine tapuda sattığını, ancak satım bedelinin sonradan ödenmesi kararlaştırılmasına rağmen davalının satım bedelini ödemediğini, sonradan tapunun iadesinin sağlanması amacıyla davalıya 8.000.-YTL."sını davalı yerine ödemek kaydıyla anlaştıklarını ve bu miktarı davalı yerine ödediğini, ancak davalının taşınmazı kendisine iade etmeyip satım bedelini de ödemediğini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmazsa satım bedelinin davalıdan tahsiline bu isteklerin kabul edilmemesi halinde ise sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak ödediği 8.000.-YTL"sının davalıdan alınarak kendisine faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, kendisine yöneltilen yemin teklifi uyarınca yemin ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının davasını ispatlayamadığının ve yöneltilen yemin gereğinin davalı asıl tarafından yerine getirilmiş olduğunun belirlendiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, tapu iptal tescil, satış bedelinin ödenmesi ve olmazsa sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı alacağın tahsili isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece, davacının isteği ve hazırlanan yemin taslağı doğrultusunda davalıca eda edilen yemin içeriğine göre, tapu iptali ve tescil, olmazsa taşınmazın keşfen belirlenecek gerçek bedeli, bu da olmazsa tapudaki satış bedelinin faizi ile birlikte tahsiline ilişkin isteklerin reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Ancak, davacı bu isteklerin yanında ayrıca davalı annesinin kendisi ile birlikte 3. kişilerle rüy’et edilen Uşak 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/102-337 sayılı davasında uzlaşma sonucu davalı adına 8.000.-YTL’sı ödediğini ileri sürmüş, buna ilişkin tarafların imzasını taşıyan 27.2.2005 tarihli bir anlaşma belgesi ibraz etmiştir. Eldeki davada da adı geçen belgede belirlenen 8.000 YTL’nin tahsilini istemiş, bu konuda da davacı vekili 8.000 YTL’nin davalı yerine B. ve S. A. ile F. K.’na ödendiğine dair yemin teklif etmiştir. Davalı bunun üzerine 22.5.2008 tarihli oturumda eda ettiği yeminle 8.000 YTL’nin davacı tarafından adına ödendiğini kabul etmiştir. Bu yemin sırasında parayı davacıya ödediğini de söylemiş ise de yeminin, bu bölümü kapsamaması nedeniyle bu konuda edilen yeminin hukuksal bir sonucu bulunmamaktadır. Bu suretle kesin yemin nedeniyle 8.000 YTL’nin davacı tarafından davalı adına yatırıldığı sabittir. Böylece olayda ispat yükü yer değiştirmiştir. Hal böyle olunca, davalının bu bedeli davacıya ödediğine dair savunması HUMK 293/1 maddesi uyarınca yanların usul ve füru olmaları nedeniyle her tür delille (tanık ve yemin dahil) kanıtlanması mümkün bulunduğundan tarafların bu konuda bildirecekleri tüm delillerin toplanması, değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre belirtilen konuda bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlere hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.