Yanlar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .....raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacının, kayden malik olduğu dava konusu 178 ada 16 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında doğum tarihi ve T.C. kimlik numarasının yazılmadığını ileri sürerek bu bilgilerin yazılması istemiyle eldeki davayı açtığı, dava konusu 178 ada 16 parselin Ali oğlu A.. Ş.. adına kayıtlı olduğu ve aynı yerde Ali oğlu A.. Ş.. isimli on adet kaydın bulunduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, “Mülkiyet hakkının tescili” başlıklı Tapu Sicil Tüzüğünün 25. maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler; malikin adı ve soyadı, baba adı ile edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarasından ibarettir. Görülüyor ki; bunların arasında malikin kimlik numarası, doğum tarihi ve anne adı yer almamıştır. Dolayısıyla tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan nüfus bilgilerinin ilavesi veya düzeltilmesi dava yoluyla istenemez. Şayet tapunun tesciline dayanak yapılan işlemde düzeltmeyi gerektirir bir hata yapılmışsa, bu hata tüzüğün 87. maddesi uyarınca ilgilisinin başvurusu üzerine o maddedeki konular araştırılarak idarece düzeltilmelidir. Her ne kadar kimlik numarası, doğum tarihi ve anne adı tapu sicilinde bulunması zorunlu unsurlardan olmadığından bu hususların düzeltilmesi dava yoluyla istenemese de çoğun içerisinde az da vardır kuralı gereğince davanın tespit davası(malik ile davacının aynı kişi olduğunun tespiti) olarak değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, mahkemece Ali oğlu A.. Ş.. isimli kişilerin, bu kişiler ölmüşse mirasçılarının dava konusu taşınmaz üzerinde hak iddia edip etmediklerinin ve dava konusu taşınmazın kim tarafından kullanıldığının araştırılması, malik ile davacının aynı kişi olduğunun belirlenmesi halinde tespit kararı verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir. Davacı tarafın temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.